Pomak rönesansının internet devrimi sayesinde başladığını düşünüyorum. İletişim imkanlarının gelişmesi bulmacanın birbirinden kopuk parçalarını bir araya getirdi. Şimdi onlar aslında bir bütünün parçaları olduğunu hatırladılar. Kaçınılmaz olarak bu bütün bir araya geliyor.
Sorgulama bunun içindir ve sorgulamanın sıkıntısını çekmemiz gayet doğaldır.
Eskiden yüksek ulusal sınır duvarları vardı. Bu duvarlar bölünmüş toplulukların bütünselliğini karşı konulması güç süreçleriyle bir tek ad altında öğütüyordu. Hele hele ortada gerçek bir tehdit varsa, aslında hiç bir zaman tehdit oluşturmayı aklından bile geçirmemiş olanların da kendini ifade etmesini kötü örnekle özdeşleşme korkusuyla engelliyordu.
Ancak internet devrimi bu sınırları aştı. Kopuk parçalar mıknatıs gibi birbirini çekmeye başladı. Kan bir birini çeker şüphesiz.. Yoksa kan bağı olanların birbirine kaynaşması mı sakıncalı.. Öyle görenler çok şükür ki şimdilik az.. Ama az da olsa onlar biz adımızı hatırladığımızda bize ters bakma eğilimindeler.. Siz de nereden çıktınız der gibi.. Halbuki biz bu milletin bir parçasıyız diyoruz.
Birisi bana şu soruyu yöneltmişti: Kendini Türk mü, yoksa Türk dostu olarak mı tanımlıyorsun diye.. Nazi Almanyası çağrışımları... Onlar bu şekilde davranmakla, ulusu sadece kan bağına indirgemekle en büyük zararı Türk Milletine verdiklerini bilmiyorlar mı?
Biz "Ne mutlu Türküm diyene" özdeyişinin Türk milletinin ruhunu oluşturduğuna inanıyoruz. Bir asırdan fazladır buradayız. Hem Pomak olmak hem de bu milletin bir ferdi olmanın mümkün olduğuna en iyi örnek bizim toplumumuzdur.