Sonradan yazının orjinalinde sonlarda Taksirati! diye bir kelime var görünce içim acıdı..
Geçen yaz,Selanikte doğan Bursa'da 89 yaşında ölen sitemizde bir resmi olan yaşlı annemize benzeyen benim bi tanem anneannecim vefat etti.çok sıska olduğumdan yazın ailem beni köye anneannemin yanına gönderirdi.Fakirim benim tüm olanaksızlıklarına rağmen her gün her öğün bana bişeyler yedirirdi köyde tavuklarından taze yumurtalar, Pitilitsa -Kulaç( yanlış telaffuz ediyor olabilirim ve pomakça nın farklı bölgelerde anlaşilmayacak derecede değiştiğini de göz onunde tutmak lazım ), çılbır , Biryan-(Kapama isimlendiriyorlar burada ) yapmasını asla unutamiyorum.Yaz tatili sonunda ben her zamanki gibi kilo almış Bursa ya dönmüş olurdum.Kendine has o tatlı kokusunu, kınalı elleriyle beni severken ''ninanka'' ( ne demek hiç bi fikrim yok ) demesi...Askerde iken öldüğünü öğrenemedim gizlemiş ailem..şimdi hala mezarına bile gidemiyorum.
Neyse asıl diyeceğim şey şu..köyde sürekli tavuklarını sevicem diye kovalardım küçükken onu üzerdim oda çok kızınca yüksek sesle şöyle derdi : Eh gidi mari şo taksirati!
Ne dediği konusunda hiç bi fikrim yok ama çok kızdığını anlardım...Yazidaki Taksirati! kelimesini görünce aklıma geldi sizlerlede paylaşmak istedim.