Osmanlı tahrir defterlerine göre Lofça pomak köylerinin İlk Müslüman sakinleri: 1479-1579Prof.dr. Kemal GÖZLER
Kimlik.- Pomaklar, anadil olarak Bulgarca konuşan Müslüman bir topluluktur. Dolayısıyla biz, Pomaklığı şu iki unsur ile tanımlamaktayız: Anadil olarak Bulgarca konuşma ve Müslüman olma. Milliyetlerine göre tarihçiler, Pomak kimliğini bu unsurlardan sadece birisiyle tanımlamakta, diğer unsuru ise görmezden gelmektedirler. Bulgar tarihçiler, dil unsurunun altını çizerek, Pomakların Hristiyan âdetlerini koruduğunu belirtmektedirler. Hatta, bazı Bulgar yazarlar, bazı Pomakların evlerinde İncil sakladıklarını ve gizli olarak Hristiyan ibadetleri yaptıklarını iddia edebilmişlerdir. Türk yazarlar ise, Pomakların dil ve kültür boyutuna ilişkin olan her şeyi gölgede bırakarak, ortak unsur olan din unsurunun, yani Pomakların Müslüman oluşunun altını çizmişlerdir. Hatta bazı Türk yazarlar, Pomakların anadil olarak Bulgarca konuştukları olgusunu bile inkar edebilmişlerdir.
İsimlendirme.- En yaygın açıklanış tarzına göre, “Pomak” kelimesi, muhtemelen Bulgarca “pomagam (yardım etmek)” fiilinden gelmekte ve “yardımcı” (pomagaci) gibi bir anlama gelmektedir. Kanitz’ten bu yana, bu açıklama tarzı, birçok yazar tarafından tekrarlanmaktadır. Pomaklar Makedonya’da bazen “Torbeši” ve sıklıkla da “Poturi” olarak isimlendirilirler. Rodoplar’da Pomaklara “Agarjani” veya “Achrjani” dendiği de olur. Bulgar yazarlarının kullandıkları Bălgarite mohamedani veya Bălgaro-mohamedanite (Bulgar Müslümanları veya Müslüman Bulgarlar) gibi isimlendirmeler, 1870 öncesi hiçbir şekilde bilinmeyen, sonradan uydurulmuş terimlerdir. Keza, bazı Türk yazarlarının kullandığı, “Pomak Türkleri” ismi de, sonradan imal edilmiş, bölge halkının hiçbir şekilde kullanmadığı bir terimdir. Biz, bu topluluğu isimlendirmek için kendilerinin kullandığı “Pomaklar” ismini tercih ediyoruz.
Yerleşim ve Nüfus.- Pomaklar bugün Türkiye, Bulgaristan, Yunanistan ve Makedonya’da yaşamaktadırlar. 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbinden önce Pomaklar sadece iki bölgede yaşıyorlardı: Rodoplar’da ve Lofça dolaylarında. Buna paralel olarak da, Pomaklar iki gruba ayrılmaktadır. Rodop Pomakları ve Lofça Pomakları. 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbinden önce, Rodop Pomaklarının sayısının 500 000 ve Lofça Pomaklarının ise 100 000 civarında olduğu tahmin edilmektedir.
1877-1878 Osmanlı-Rus Harbinden sonra, Pomakların önemli bir kısmı Trakya’ya ve Anadolu’ya göç ettiler ve Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, çanakkale, Balıkesir, Bursa, Manisa, Eskişehir gibi illerde birçok köy kurdular. Bugün Pomak nüfusunun sayısı hakkında sağlıklı bilgilere sahip değiliz.
Rodop Pomakları hakkında birçok çalışma yapılmıştır. Buna karşılık Lofça Pomakları çok az incelenmiş bir konu olarak kalmıştır. Bugün bile, Bernard Lory’nin haklı olarak gözlemlediği gibi, “Pomaklardan bahsedildiği zaman, Rodop dağlarının batı kısmında oturan insanlar anlaşılmaktadır”. Oysa, Lofça Pomaklarının varlığına, Rodop Pomaklarının varlığından çok daha önce işaret edilmiştir.
“Lofça Pomakları” İsimlendirmesi.- “Lofça Pomakları” isimlendirmesi üzerinde uzlaşma yoktur. L. Miletič, Vasil Savov ve Geno Ivanov bu terimi kullandığı halde, Petăr Petrov “Lofça Çevresi Müslümanları” veya “Bulgaristan'ın Kuzey-Batı Bölgesinin Müslüman Bulgarları” ifadesini kullanmaktadır. Buna karşılık, Vasil Mikov, “Teteven, Lukovit ve Belaslatina’daki Pomaklar”dan veya “İskăr ve Vit Nehirleri Havzası Pomakları”ndan bahsetmektedir. Türk yazarlar ise, genel olarak Balkanların kuzeyinde, Lofça, Selvi, Plevne ve Rahova çevresinde bulunan Pomaklardan bahsetmektedirler.
Bizim burada inceleyeceğimiz Pomak köyleri bugün Kneža, Bjala Slatina, Roman, Jablanica, Teteven, Ugărčin, Lukovit, Červen Breg ve Pelova ilçeleri (obština) arasında dağılmıştır. Bu ilçeler de, Loveč ve Mihaylovgrad illerine (oblast) bağlıdırlar. Geçmişte de, Pomak köyleri Lofça (Loveč), Plevne (Pleven), Rahova (Orjahovo) ve İvraça (Vraca) kazaları arasında taksim edilmişti. Bu kazalar da XV ve XVI’ncı yüzyıllarda Niğbolu Sancağına, XIX’uncu yüzyılda ise Tuna Vilayetine bağlıydı.
Bu köylerin bir kısmının tarihte ve günümüzde Lofça Kazasına/İline bağlı olmamasına rağmen, L. Miletič’ten beri, bu köylerdeki Pomakları “Lofça Pomakları” olarak isimlendirmek âdet olmuştur. Daha iyisini bulamadığımız için, biz de bu terimi kullanmaya devam ediyoruz.
1877/1878 Osmanlı-Rus harbinden önce, Lofça Pomakları, Lofça, Plevne, Rahova, İvraça kazalarına bağlı 60 civarında köyde oturuyorlardı. Coğrafi olarak Pomak köyleri, Vit havzasında, İskır, Panega ve Skıt nehirleri üzerinde bulunmaktadır. Köşeleri, Pleven, Kneža, Borovan, Roman, Teteven ve Ugărčin olan bir çokgen aşağı yukarı Pomak yerleşim sahasını belirlemektedir.
Aşağıda 1 nolu haritada Lofça Pomak köyleri gösterilmiştir.
Lofça Pomak Köyleri
Çalışmanın Konusu.- Bu çalışmanın konusunu, Lofça Pomaklarının kökeni sorunu oluşturmaktadır. Acaba Lofça Pomakları ihtida kökenli midirler, yani Müslüman olmuş bir yerli halk mıdır? Yoksa, oraya Anadolu’dan gitmiş Türklerden mi gelmektedirler?
Lofça Pomakları üzerine yazılmış en önemli inceleme, Bernard Lory’nin, 1987 yılında yayınlanan makalesidir. Ama Lory, Lofça Pomakların tarihini ancak XIX’uncu yüzyılın ortasından itibaren incelemektedir. Aslında, Konstantin Jireček’in “Bulgar milleti içinde bu Müslüman grupların başlama tarihi karanlıkta kalmaktadır” diye yazdığı yıllardan buyana değişen bir şey yoktur ve Pomakların kökeni sorunu hâlâ karanlıktadır.
Bununla beraber, Lofça Pomaklarının kökeni üzerine Bulgar yazarlar tarafından geliştirilmiş birçok tez vardır. Onlara göre, Lofça Pomakları Bulgar ırkındandırlar ve Osmanlı döneminde zorla Müslüman edilmişlerdir. Din değiştirme tarihi konusunda ise değişik dönemler ileri sürmektedirler.
Lofça Pomaklarının kökeni sorununu aydınlatmak için biz Osmanlı tahrir defterlerine dayalı bu çalışmayı yaptık.
Tahrir Defterleri.- Çalışmamız tahrir defterlerine dayalı olduğuna göre, bu defterleri kısaca tanıtmak uygun olur. Tahrir defterleri özellikle XV ve XVI’ncı yüzyıllarda Osmanlı idaresi tarafından tutulmuş olan nüfus sayımı ve vergi kayıtlarının bulunduğu defterlerdir. Tahrir defterlerinin icmal ve mufassal olmak üzere iki çeşidi vardır. İcmal tahrir defterlerinde sadece hane, mücerred (bekar erkek) ve bive (dul kadın) sayıları bulunmaktadır. Mufassal tahrir defterlerinde ise, hane reislerinin, mücerretlerin ve bivelerin isimleri de kayıtlıdır.
Tahrir Defterleri Pomakların Kökeni Sorununu Aydınlatmaya Elverişli Bir Araç mıdır?- Asıl incelememize başlamadan önce, şu ön sorunu çözmek gerekir: Tahrir defterleri Pomakların kökeni sorunu aydınlatmaya elverişli bir araç mıdır? Diğer bir ifadeyle, tahrir defterleri, Pomakları bir yandan Bulgarlardan, diğer yandan Anadolu’dan gelen Türklerden ayırmaya imkân vermekte midir?
Pomaklar ile Bulgarlar arasındaki ayrım din unsuruyla yapılmaktadır. Birinciler Müslüman, ikinciler ise Hristiyandır. Pomaklar ile Türkler arasındaki ayrım ise dil zemininde yapılmaktadır. Birinciler, anadil olarak Bulgarca, ikinciler ise Türkçe konuşmaktadırlar.
Osmanlıların tahrir defterlerinde kullandıkları sayım ölçütü dil değil, dindir. Diğer bir ifadeyle, tahrir defterlerinde bir yerleşim biriminin ahalisi, dilleri itibarıyla değil, dinleri itibarıyla gruplandırılmaktadır. Bu nedenle, tahrir defterlerinden hareketle bir Müslüman, bir Hristiyandan kolayca ayrılabilir. Ancak, söz konusu olan bu Müslümanın Anadolu’dan gelen bir Türk mü, bir Pomak mı, bir Boşnak mı, bir Arnavut mu olduğu doğrudan bilinemez.
Buna göre Osmanlı tahrir defterleri, Pomakları Bulgarlardan ayırmaya elverişli bir araçtır. Ancak, tahrir defterlerinin, Pomakları diğer Müslümanlardan ayırmaya elverişli bir araç olmadığı düşünülebilir. Ancak bu noktada, icmal tahrir defterleri ile mufassal tahrir defterleri arasında bir ayrım yapmak uygun olacaktır.
İcmal tahrir defterleri hiçbir şekilde Pomaklar ile diğer Müslümanlar arasında ayrım yapmaya elvermezler. Yukarıda da belirtildiği gibi, bu defterlerde sadece bir köydeki Müslüman ve Müslüman olmayan hane sayıları verilmektedir. Belirtilen Müslüman hanelerden hangisinin mühtedi, hangisinin Anadolu’dan gelen bir hane olduğu bilinemez. Bizim kullandığımız dört temel tahrir defterinden sadece bir tanesi (1479 defteri) icmaldir. Ve bu defterde kayıtlı sadece 4 Müslüman hane vardır. Bu nedenle, bizim çalışmamızda icmal tahrir defterlerinin kullanılmasındaki sakınca ihmal edilebilir niteliktedir.
Mufassal tahrir defterleri de kimin mühtedi, kimin eski Müslüman olduğunu belirtmemektedir. Ancak bu tür defterler, mühtedileri tespit etmeye imkân verecek kayıtlar içermektedir. Zira bu tür defterler, kayıtlı kişinin babasının ismini de not etmektedir. Bu defterlerde mühtedilerin babalarının gerçek Hristiyan isminin yazılmadığı, onun yerine baba ismi olarak “Allahın kulu” anlamına gelen “Abdullah” yazıldığı ileri sürülmektedir. Gerçekten de ihtida olgusunun görüldüğü birçok yörede, anormal bir sıklıkta tahrir defterlerinde birçok kişinin isminin yanına “veled-i Abdullah” (Abdullah oğlu) yazılmıştır. Bu kişilerin mühtedi olduğu, baba ismi olarak “Abdullah”ın bunların gerçek Hristiyan baba isimlerini deşifre etmemek için kullanıldığı yorumu yapılmıştır. Türk, Bulgar, ve Batılı birçok tarihçi, “veled-i Abdullah” ibaresinden o kişinin mühtedi olduğu sonucunu çıkarmaktadır.
“Veled-i Abdullah”ın Anlamı Sorunu.- Ancak, tahrir defterlerinde geçen her “Abdullah” isminin bir gayr-i müslim ismini simgelediği haliyle iddia edilemez. Zira “Abdullah” ismi İslâm âleminde çok sık rastlanılan bir isimdir. Mühtedi olmayan bazı Müslümanların da baba isimlerinin “Abdullah” olması kadar doğal bir şey yoktur.
Bununla birlikte, eğer “veled-i Abdullah” ibaresinin bir mühtediyi simgelemediği kabul edilirse, konumuzu teşkil eden 40 köyün Müslüman hane reislerinin ve mücerretlerinin isimleri incelendiğinde, kolayca cevaplandırılamayacak sorular ortaya çıkmaktadır.
Bir kere, bu “Abdullah” ismine defterlerde hep baba ismi olarak rastlanmaktadır. Eğer Abdullah ismi, bir mühtedinin babasının Hristiyan ismini gizlemek için değil de, gerçek bir isim olarak kullanılıyorsa, niçin bu isme aynı sıklıkta, baba ismi olarak değil de, ilk isim (hane reisi veya mücerred ismi) olarak rastlanmamaktadır?
İkinci olarak, incelediğimiz 40 köyde bu “Abdullah” ismi, baba ismi olarak dahi anormal bir sıklıkta geçmektedir. Bu köylerde tahrir edilmiş Müslüman hane reislerinin ve mücerretlerin baba isimlerinin 1516’da % 41’i, 1545’te % 72’si, 1579’da ise % 21’i “Abdullah”tır. Haliyle, ilk isim olarak hiç kullanılmamış bu isme, baba ismi olarak bu yoğunlukta rastlanılması düşündürücüdür.
Diğer yandan, 1545 tarihli defterde baba ismi olarak yer alan (toplamın % 72’sidir) Abdullah’lardan hiç değilse bazılarının 1516 tarihli defterde ilk isim (hane reisi veya mücerred ismi) olarak bulunması gerekmez miydi?
Nihayet, Bulgaristan’da saf Türk nüfusunun iskân edildiği bölgelerdeki (örneğin Deliormanlar, Dobruca) köylerde, Abdullah ismi tahrir defterlerinde böylesine anormal yoğunlukta kullanılan bir isim değildir. Ahalisinin Anadolu’dan göç ettiğini bildiğimiz köylerde, Abdullah ismine az rastlanırken, incelenen bu 40 köyde neden bu isme bu kadar yüksek bir sıklıkta rastlanmaktadır?
Bu nedenlerden dolayı, çalışmamızda, incelediğimiz 40 köyde tahrir edilen “veled-i Abdullah”ların mühtedi olduğu varsayılmıştır. Ancak, aşağıda her yerde, bunun bir varsayım olduğu vurgulanmıştır. Aşağıdaki birçok paragrafta, ihtida konusunda yapılan yorumlarda, o yorumun geçerliliğinin “veled-i Abdullah” ibaresinin bir mühtediyi simgelediği varsayımına bağlı olduğu belirtilmiştir.
Lofça Pomak Köyleri Listesi.- Açıktır ki, böyle bir çalışma için bizim her şeyden önce, Lofça Pomak köylerinin tam bir listesine ihtiyacımız vardır. Bu listeyi, 1877 yılını esas alarak yapmalıyız. Zira, Lofça Pomaklarının önemli bir kısmı 1877-78 Osmanlı-Rus Harbinden (Doksanüç Harbi) sonra bu köylerden göç etmişlerdir. Bu nedenle bu Harpten hemen önceki yıllarda, Lofça yöresinde sakinlerinin tamamının veya bir kısmının Pomak olduğu köyleri tespit etmek gerekir. Doksanüç Harbinden önceki yıllara ait, Lofça Pomak köylerine ilişkin tanıklıklar, özellikle gezi notları, incelemeler vardır. Keza, biz, Kanitz, İreček, Miletič, Savov, Mikov, İirkov, Ivanov, Cvetkova, Petrov ve Lory tarafından verilen Lofça Pomak köyleri listelerine de sahibiz. Bu listelerin birleştirilmesinden 60’tan fazla köyü içeren bir listeye ulaşılmaktadır. Ne var ki, biz bu köylerden bazılarında 1870’lerde Pomak yaşayıp yaşamadığını kesin olarak tespit edemedik. Böyle köyleri listeden atarak 40 köylük bir liste oluşturduk. 1870’lerde bu köylerin ahalisinin tamamının veya bir kısmının Pomak olduğu kesin olarak biliyoruz. Bu 40 köyün isimleri, aşağıda 1 numaralı tablonun birinci sütununda, alfabetik sırada verilmiştir.
XVI’ncı Yüzyılda Bu Köylerin İlk Müslüman Sakinleri Pomak mıydı? Asıl incelememize geçmeden önce, itiraf etmek gerekir ki, burada çok önemli bir mesele ile karşı karşıyayız. Bizim incelediğimiz, Osmanlı tahrir defterlerinde “Pomak” kelimesi geçmemektedir. Oysa bizim çalışmamızın asıl amacı, yukarıda da ifade edildiği gibi, Pomakların kökeni sorununu aydınlatmaktır. Lofça, Plevne, Rahova ve İvraça arasında bulunan belirli bir bölgede yer alan 40 köyün Müslüman sakinlerini, biz burada “Pomak” olarak takdim ediyoruz. Oysa Osmanlı belgeleri, bu köylerin “Müslüman sakinleri” için, “Pomak” kelimesini değil, “Müslim” kelimesini kullanmaktadır. XIX’uncu yüzyıl için, biz bu köylerde Osmanlı belgelerinin “Müslim” dediği kişilerin “Pomak” olduğunu biliyoruz. Zira, bu köylerdeki Müslümanların kendilerine “Pomak” dediklerini ve anadil olarak Bulgarca konuştuklarını gösteren delillere, özellikle gezi notlarına ve incelemelere sahibiz. Buna karşılık, XVI’ncı yüzyıl için, bu köylerin Müslüman sakinlerinin “Pomak” olarak isimlendirilip isimlendirilmedikleri konusunda en ufak bir bilgiye sahip değiliz.
Aşağıda görüleceği gibi, tahrir defterleri, inceleme konumuzu oluşturan 40 köyün ilk Müslüman sakinlerinin önemli bir kısmının “veled-i Abdullah” ve dolayısıyla (bu ibarenin bir mühtediyi simgelediği varsayımıyla) mühtedi olduğunu göstermektedir. Ancak, biz bu yeni Müslümanların kendilerine XVI’ncı yüzyılda “Pomak” deyip demediklerini bilemiyoruz. Bulgaristan’da “veled-i Abdullah”lara sadece bizim Pomak bölgemizde değil, diğer yerlerde de rastlanmaktadır. Örneğin, 1516 ve 1545 tarihli tahrir defterlerinde, Pomak bölgesine çok yakın olan Presyaka ve Smoçan köylerinde de “veled-i Abdullah”lar vardır. Neden bu köylerdeki “veled-i Abdullah”ların torunları “Pomak” olarak isimlendirilmediler? Bulgaristan’nın diğer köylerindeki ihtida kökenli Müslümanlar “Pomak” olarak isimlendirilmedikleri halde, bizim incelediğimiz bu 40 köyün Müslümanları neden “Pomak” diye isimlendirildiler? Bu bir sır. Bu sırrın çözümü için ise en ufak bir tarihî veriye sahip değiliz.
Bu nedenlerle, bizim inceleme konumuzu oluşturan 40 köyün, XVI’ncı yüzyılda ilk Müslüman sakinlerinin “Pomak” olarak isimlendirilip isimlendirilmedikleri sorusu haklı olarak sorulabilir. “Pomak” kelimesinin ne anlama geldiğini tam olarak bilmediğimiz gibi, bu kelimenin hangi yüzyılda ortaya çıktığını da bilmiyoruz. Kesin olarak bildiğimiz tek şey, bu köylerin XIX’uncu yüzyıldaki Müslüman sakinlerinin Pomak olarak isimlendirildikleridir. Bu köylerin XIX’uncu yüzyıldaki Müslüman sakinlerinin Pomak olduklarına bakarak, bu köylerin XVI’ncı yüzyıldaki ilk Müslüman sakinlerinin de Pomak olduğu düşünülebilir. Ancak böyle bir düşünce bir varsayımdan başka bir şey değildir. Biz böyle bir varsayıma başvurmak yerine, bu köylerin XVI’ncı yüzyıldaki Müslüman ahalisinden bahsederken, “Pomak” kelimesini kullanmayıp, “Pomak köylerinin ilk Müslüman sakinleri” ifadesini kullanmayı tercih ettik. Diğer bir ifadeyle bizim çalışmamız, “ilk Pomaklar” üzerine değil, daha doğru bir ifadeyle, XIX’uncu yüzyılda tamamen veya kısmen Pomak olduğunu bildiğimiz 40 köyün, XVI’ncı yüzyıldaki “ilk Müslüman sakinleri” üzerinedir.
***
Biz Osmanlı tahrir defterlerinden itibaren 40 Pomak köyünün XV ve XVI’ncı yüzyıldaki ilk Müslüman sakinlerini belirledik. Belirlediğimiz sayılar köy köy aşağıda 1 numaralı tabloda verilmiştir.