Gagavuz Türklerinin yakın tarihi, Balkanlar'da yaşanan felâketlerle çok yakından ilgilidir. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşanan sa-vaşlar, Türkiye Türkleri gibi, Gagavuz Türkleri için de çok korkunç sonuçlar doğurmuştur. Romen, Yunan ve Bulgar asimilasyon politikaları arasında sıkışıp kalan bu küçük Türk topluluğu bir bölüğü itibanyla Moldavya'ya sığınmış, geri kalanlarıyla Bulgaristan başta olmak üzere diğer Balkan ülkelerine dağılmıştır. Yaşanan bu göçler ve zorluklar Gagavuz Türklerinin sözlü edebiyat zen-ginlikleri ile yazar ve düşünürlerinin eserlerine de yansımış; bu felâket dönemlerine kadar çok canlı bir şekilde devam eden Türklük şuuru ve Osmanlı Devleti'ne bağlılık, yerini kısmen de olsa Yunan, Bulgar ve Sırp edebiyatlarında geniş yer bulan Türk ve Osmanlı nefretine bırakmıştır.
Bir halk türküsünün ilk bölümünde yer alan;
"Her Gagauz evladı,
Düşmana göğüs gerdi,
Tabancalar patladı.
Düşman çabuk yenildi.
Hey düşman kara düşman,
Türktür soyumuz temizdir kanımız,
Düşman karşısında." mısraları Osmanlı Dev-leti'nde yaşanan şan ve şeref günlerini an-latmaktadır. Aynı türkünün ikinci kısmındaki;
"Ben kimsesiz kaldım.
İsmimi bilirler,
Ne olduğumu bilmezler.
Ben Türk evladı vatansız kaldım. Bana Urum, Bulgar derler, Türklüğümü hep çekerler, (gizlerler) Vatanım da vardır. Soyum kanım hep Türktür. Ama bilmezler." mısraları da Türklüğün Bal-kanlar'dan çekilmesinden sonra yaşanan zorluklan
anlatır.
Osman Zulumnuk Zamanlan için Ballada Tür-küleri adıyla aktarılan hikâyeler ve bu türkülerde yer alan Ani olacam Türklerin slugası (kölesi), / Taa ii olayım balıkların sofrası türünden mısralar Balkanlar'da yaşanan Bulgar ve Sırp komitacılığının Balkan milletlerinin kültürlerine kattığı Osmanlı ve Türk düşmanlığının Gagavuzlara da aktarılan unsurlarındandır.
Balkanlar'da yaşanan bu acılar sebebiyle sı-ğınılan Rus korumacılığı döneminde de Gagavuz Türklerinin edebiyat ve kültürlerinde çok büyük tahrifatlar yapıldığı ve yaptırıldığı bilinmektedir. Atanas Manof'un 20. yüzyılın başlarında tespit ettiği Varna türküsü şöyledir:
"Düşman ve kâfir Moskof,
Denizden ve karadan
Toplardan sık güllei saçar,
Korkar Osmanlı toplarından,
Ve Moskof hücumdan kaçar.
Biz Varnalıiz.
Varnanın etrafı çadır,
İçinde Osmanlı yatır.
Gâur Moskof bilmez hatır
Biz Varnalıiz."
Aynı türkü 1969'da yayımlanan Gagauz Folk-loru (s. 20-21) adlı eserde şu şekli almıştır:
Varnedâ kannı yaş akar
İçinde Osmannı basar
Çok analar evlatlarını
Brakar.
Varnenin etrafı çadır
İçindâ Osman yatır
-Kââmil Moskov ver bir yardım!
Varnenin umudu deniz
Olursak dinimiz temiz.
Moskovdan geldi bir omuz Biz Varneliyz, şükür!
Bu iki türkü arasındaki farkı en iyi belirten de-ğişiklik "kâfir Moskof'un yerini "kââmil Mos-kof'un alması olsa gerektir.
BEN TÜRKÜM BEN GAGAUZUM
Bän Türküm, bän bir Gagauzum,
Kaavi düşün serbest Oguzum.
Çok zoor çektim, düştüm, kalktım
Üündüm hep dedemä baktım.
Unutmadım hiç dilimi,
Hep yaşattım aadetimi.
Yakın dostum oldu atlar,
Tarla, toprak hem hayvannar.
Hep işledim, hep ter döktüm,
Ekmek yaptım, buuday ektim,
Fidan diktim, bir ev yaptım
Hem sevindim, hem aaladım.
Bän Türküm, bän bir Gagauzum
Kaavi girin serbest Oguzum
Bir ool oldum Vatanıma!
Bän Türküm, ne mutlu bana!
Gagauz şair V. Karanfil