Author Topic: Batıtrakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?  (Read 5062 times)

0 Members and 1 Guest are viewing this topic.

Offline AlperenKIRIM

  • Advanced member
  • *****
  • Posts: 358
Batıtrakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?
« on: October 07, 2008, 19:48 »
Batıtrakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?

14.02.2008 18:54:32


Doğru söyleyin, siz de onlardan mısınız? Kendi ülkelerinde titizlikle “Lozan’da tarif edilmiş azınlık” kavramına bağlılar. Yunan seçimlerinden önce, 9 Eylül günü 2007’de ne demişti Karamanlis:



“Batı Trakya'da yaşayan Türk azınlığın statüsü Lozan Anlaşması ile 'Müslüman azınlık' olarak belirlenmiştir. Bireyler kendilerini arzu ettikleri gibi tanımlayabilirler, ancak bu tüm topluluğu kapsamaz. Trakya'daki azınlık mensupları Yunan vatandaşlarıdır. Etnik kökenleri değişiktir. Pomak, Çingene ve Türk asıllı olabilirler, azınlık politikası ile ilgili riyakârlığı ve aşırı tavırları kınıyoruz.”
           
Bir önceki yazımızda da Yunan gazetesinin şöyle yazdığını duyurmuştuk (31 Ocak 2008 tarihli Elefteros Tipos):
 
“Başbakanımızın Türk meslektaşıyla kısa süre önce Ankara'da yaptığı görüşme sırasında, Türkiye Başbakanı, Yunanistan'da yaşayan 150 bin -soydaşlarından- söz etti. Özellikle Trakya'da yaşayan Müslümanları kastettiği açıkça ortadadır. Halbuki E. Pittard, N. Beldiceanu, B. Slot gibi bilim adamları, ülkemizdeki Müslümanların -İslamlaştırılan yerliler- olduğunu kanıtlıyorlar.
 
Ayrıca söz konusu nüfus, bugün kendilerini Roman olarak adlandıran Mısırlı ve Hindistanlı Çingeneler ile farklı dine ait Çingeneler olmak üzere üçe ayrılan kişilerden, Pomaklardan ve Türk olduklarını düşünenlerden ibarettir.
 
Yaklaşık olarak bir asır önce yaşayan Yorgos Skalieris, Roman ve Pomaklar dışındaki çok nüfuslu topluluğu -Türk olduklarını düşünenler- olduğunu söylemişti.”
           
Demek ki Yunan politikacısı ve kamuoyunda hâkim kanaat “Batı Trakya’da İslamlaştırılan yerliler” yaşıyor; bunlar Çingene, Pomak ve Türkler olmak üzere üçe bölünürler.
           
Lozan’ı Batı Trakya’da bu kadar titizlikle koruyan Yunanlılar (Batı) nedense sıra Trakya’nın doğusuna ve İstanbul’a gelince Lozan’dan vazgeçiyorlar.
           
Lozan’da “sadece İstanbul Rumları”nın dini hayatlarıyla ilgilenmesi şartıyla İstanbul’da bırakılmasına izin verilen Fener’in “evrensel” olduğunu iddia ediyorlar.
           
Onunla da yetinmiyorlar, Batılılar Türkiye’de Lozan’da tarif edilenlerden başka sayıları her geçen gün duruma göre art(tırıl)an yeni “azınlıklar” icat ediyorlar.
           
“Moderatör” Büyükelçi Wilson bile geçen gün Antakya’da “Nusayriler”e, “Türkiye’den bir şikâyetiniz varsa bize söyleyin” demiş. (Cumhuriyet. 12 Şubat 2008)
           
Türkiye’yi olabildiğince çok sayıda eyaletlere “bölmek” isterler, ama kendileri nedense “bütünleşme”yi yeğlerler.
           
Aydoğan Kekevi Almanya’dan bildiriyor:
“Die Welt Gazetesi”nin bir yan yayını olan 12 Şubat 08 tarihli “Welt Kompakt” gazetesinden:
 
“Gün geçtikçe eyaletleri gereksiz bulan yurttaş sayısı artıyor. Her iki eyaletten birinde yurttaşların çoğunluğu komşu eyaletle birleşilmesinden yana. Bertelsmann-Vakfı’nın bir haberine göre 16 Eyalette yapılan bir anket 8 eyalette ikamet edenlerin çoğunluğunun birleşmeye karşı olmadığı belli oldu. Özellikle Almanya’nın Kuzeyinde birleşmeden yana olanların sayısı oldukça yüksek; Berlin’de yüzde 61, Hamburg ve Schleswig-Holstein yüzde 57’ye ulaşıyor. Buna karşın Baden-Württenberg’de yüzde 33, Bayern’de yüzde 34. Her dört yurttaştan biri Eyaletleri gereksiz buluyor, Federal Hükümet’in ve AB’nin görevlerinin daha önemli olduğu düşüncesinde. Bu düşüncede olanların Nordrein-Westfallen ve Sachsen-Anhalt’daki oranı yüzde 29; Rheinland-Pfalz ile Mecklenburg-Vorpommern eyaletleri ise yüzde 19’la en düşük oranlı eyaletler.”
           
İşte böyle…
Zurnacı’nın nefesinin yetmeyip de zurnadan “zart” sesinin çıktığı nokta ise, “şeriat”.
           
Yunanlı yetkililere göre, “Batı Trakya, AB coğrafyasında şeriatın uygulandığı tek yer. Onun için müftülerin seçilmesine -Lozan’da öyle olmasına rağmen- izin veremeyiz. Tayin ederiz.”
           
Fakat Fener’dekini “seçiyorlar” biliyorsunuz.
Ama Batı Trakya müftüleri ille de “atanmış” olacak.
Yâni “atanmış” şeriat.
Yâni “ılımlı” şeriat.
Yâni “Batı tipi” şeriat.
Yâni “BOP” şeriatı.
 
Bakmayın Yunanlıların kendi Vakıflar Yasalarını, “bir jest olması” umuduyla bizden önce çıkardıklarına.
Türkiye’deki “modifiye” kamuoyuna dönüp, “Biz çıkardık, sıra sizde” diyebilmenin hazzını yaşatmak istiyorlar.
 
Yorgo Kırbaki’nin 12 Şubat günü CNN’de Atina’dan bildirdiğine göre yasanın, Batı Trakya'daki Türk azınlığı memnun etmeyen maddelerinin başında Atina'nın atadığı müftülere vakıf yönetiminde yer verilmesi geliyor.
 
Türkiye’deki azınlık vakıflarının malları, feragat ettikleri dahil tek tek dosyadan çıkarılıp çetelesi tutulurken, Batı Trakya'da Türk vakıflarının malları nedir bilinmiyor. 1967 yılından beri kim hangi vakıf malını satmış belirsiz. Yasa Türk azınlığın "vakıf malları belirlensin" talebine de cevap vermiyor. Vakıf mallarının satışı ile ilgili maddeler de uygulamanın belirsizliği yüzünden sıkıntı yaratıyor. Yasada, vakıf malları ile ilgili anlaşmazlıklar da 3'ü Hıristiyan, 2'si Müslüman’dan oluşan 5 kişilik bir heyetin kararına bırakılıyor.
 
Yâni Müslüman Vakıf malları ile anlaşmazlıklarda karar mercii “salt çoğunluğu Hıristiyan” olan bir kurulun elinde.
Yunan Parlamentosundaki Türk kökenli milletvekilleri de yasadan rahatsız.
 
Hürriyet gazetesine konuşan Pasok Partisi İskeçe milletvekili Çetin Mandacı "Yasa, doğmadan ölmüş bir bebek gibi. Bu yeni yasa uygulanacağına, azınlığın tepkisi yüzünden uygulanamayan eski yasa kalsın daha iyi. Parlamento'da 2 azınlık milletvekili var. Biz azınlığın yüzde 50 oylarını topladık. Ancak yasa hazırlanırken kimse bizim görüşümüzü sormadı" diyor.
 
İşte böyle kıymetli okuyucu…
 
Batı Trakya “Müslümanları” 25 yıldır AB üyesi bir ülkenin vatandaşı olarak aynı zamanda AB vatandaşıdırlar.
 
Batı Trakya ”Müslümanlarının” halleri ve yaşadıkları, Kıbrıs “Müslümanlarının”, Rum’un himayesinde AB’ye girdikleri zaman yaşayacaklarının aynasıdır.
 
Batı Trakya, Kıbrıs için paha biçilmez bir laboratuardır.
 
Şimdi ben dönüp Kıbrıs “Müslümanlarına” sormaz mıyım;
Batıtrakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?
Yoksa zorla Batıtrakyalılaşmak mı istiyorsunuz?
Doğru söyleyin…
           
“57’NCİ ALAY HER YERDE…
HEPİMİZ 57’NCİ ALAY’IN NEFERİYİZ.”


Hüseyin  MÜMTAZ

http://www.trakyanethaber.com/yeni/koseyazi.asp?id=851&yid=11

Offline iskeceli

  • iskeceli
  • Adviser
  • ****
  • Posts: 296
  • Gender: Male
Ynt: Batıtrakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?
« Reply #1 on: October 08, 2008, 09:02 »
merhaba arkadaslar ben bati  trakyali yim yukarida yazilanlar aynen dogrudur   ancak  o wilsonu büyükelciymis onu gören olursa söyleyin bizede ugrasin  o adam  azinliklari savunuyormus nedense batitrakyada  bizim halimizi görmeye  ve sormaya hic gelmiyor yada bulgaristana. anladiginiz gibi avrupabirligi ülkeleri bunlar ikisi .birde gercek var ya oda söyle . wilson bize hic gelmiyecek .halimizi da sormayacak .sadece türkler gelir halimizi sorar

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42