“Introduction:Bulgarian Way of Nation Building and the Turkish Minority”The Turks of Bulgaria:The History,Culture and Political Fate of a Minority,der.Kemal H. Karpat,(The Isis Press,İstanbul,1990)
Bulgar Hükümeti ,1960 larda Pomaklara karşı;onların bir şekilde Türkçe konuşmaya başlamalarından sonra sahip oldukları dinin,yani İslamın zorla kabul ettirildiği konusunda bir kampanya başlattı.Bu iddia,pomakları ikna etmek için bu topluluğun hayali “tarihi” tarafından da desteklenir bir hale getirildi.
Geleneksel bulgar yazılımı,bazı hristiyanların 16. ve 17.yy.’larda yer alan iki kısa dönemde İslama geçtiklerini ve bu Müslümanlaşmanın gönüllü olduğunu kabul etmektedir.Pomakların Bulgar özümseme politikalarının hedefi haline geldiği 1960’larda Bulgar tarihçiliği,Müslümanlığı kabul etme olaylarının tümünün zorla yapıldığı hakkındaki aşırı görüşü benimsedi.Başkan Todor Zhivkov’un şimdi ölmüş olan kızı Liudmilla Zhivkova’nın desteğini elde etmeye çalışan genç,aşırı uçta bulunan bir kuşağın temsil ettiği “ulusçu” tarihçiler kanadı,yaşlı tarihçiler kuşağına karşı,özellikle de Osmanlı yönetiminin olumlu yönlerini şöyle ya da böyle kabul etmeye başlayan tarihçilere karşı bir saldırı başlattı.Veselin Traykov,Petur Popov,Bistra Svetkova,Hristo Hristov,Straşimir Dimitrov gibi Osmanlı karşıtı saldırılara önderlik eden tarihçiler,saldırılarını,herkesten çok Bulgaristan’daki Türk yönetimi hakkında daka ılımlı ve daha doğru bir yorum sunan,eğitimini Moskova’da yapmış,Batı’da oldukça sevilen,Rum ve Gagavuz kökenlere sahip çok aydın bir tarihçi olan Nicolai Todorov’a karşı yöneltti. Todorov saldırılara karşı durabilmeyi başardı.
Yeni ulusçu tarihçiler grubu,hükümet görüşünü kanıtlayabilmek için düzenlenmiş “belgesel araştırmalar”yarattı.(*1)
Bu belgelere kısaca göz atma,yazarların yanlış kanıtlara dayandıklarını ve Türk kaynağı kullandıkları yerlerde ise Osmanlı devletinin etnik,dinsel ve toplumsal yapısı hakkında okuduklarının anlamını kavrayamayacak derecede bilgisiz olduklarını göstermektedir.(*2)
Bulgar çalışmalarının hepsinin “zorla İslamı kabul ettirme” iddialarını belgelemekte kullandığı başlıca kaynak,
bir Bulgar papazı olan Methodii Draginov tarafından yaklaşık 1666 tarihinde elyazması bir ayinler kitabının arkasına düşülen birkaç sayfalık notlardan ibarettir.(*3)
Yayınlandığı haliyle bu notlar,Pehlivan Mehmet Paşa’nın 1666 yılındaki Mora seferi sırasında Rodop Dağlarına doğru gittiğinden söz etmektedir.Rum Piskoposu Gavril,Mehmet Paşaya,köylülerin (Rum Hristiyan) Filibe Metropolitliğine vergilerini ödemediklerini,dolayısıyla isyan ettiklerini bildirmiştir.Vergi kaçıranların İslam’ı kabul etmeleri durumunda canlarının bağışlanmasını öneren Müslüman imam Hasan Hoca’nın müdahalesi olmasaydı,Mehmet Paşa bu ayaklanma için Hristiyan eşrafı ve oranın papazını öldürebilirdi.Bütünüyle öyle görülmektedir ki,yedi Çepni köyünün sakinleri ise dağlara kaçmışlar ve köylerindeki evleri tahrip edilmiştir.Bu “kabulü” Bulgarca kaynaklardan incelemiş olan Dennis p.Hupchic,İslama geçişin hem toplumsal hem de yasal köklere sahip olduğunu belirtmektedir.Anlattıklarına göre ,Rodop Dağlarındaki Çepni köylerine 14.yy’da gerçekleştirilen fetih sırasında bazı askeri hizmetler karşılığında İstanbul’daki Rum Patrikhanesine karşı özerklik tanınmıştır……………………………………………
…………..Balkanlar’da büyük bogomil gruplarının gönüllü olarak İslamı kabul ettikleri iyi bilinmektedir.Bogomiller Maniheizm mezhebine mensup Hristiyan Slavlardı,dolayısıyla Katolik ve Ortodoks Kiliselerinin kurallarına göre Kafir olarak görülüyorlardı.Bu yüzden Bogomiller,kendi Hristiyan dindaşlarının ağır dinsel baskıları altında bulunuyorlardı.Osmanlılar bu toprakları fethettiklerinde Bogomillere yapılan eziyete son verdiler,bu da onların yeni yönetimi kabul etmelerine neden oldu.Dahası,bu grubun Bogomil inancına sarılmasının nedeni sıkı dinsel inançlarına bağlılık olduğu kadar,neredeyse tekbiçim Bizans Ortodoksluğu karşısında kendi etnik kimliklerinei koruma amacıyla ilişkili olduğundan,sadece İslamı kabul etme çaresine başvurarak etnik farklılıklarını kabul eden,bu farklılıkları hoşgörüyle karşılayan ve “kafirliği” baskı altına almak için örgütlenmemiş olan bir dinsel yönetici grubun üyeleri haline gelmenin yarar sağlayacağını hemen gördüler.
Dolayısıyla ,birkaç köyün İslama geçişinin mutlaka zorla yapılmış olmasının hiç gereği yoktur.Belgenin,İslama geçişten hem Yunan kilisesini hem de Türk yönetimini sorumlu tutması,onun düzmece olduğunu gösteren bir iç kanıttır………………………………
…………………………..Bulgar hükümeti,edebi amaçlarla yüklü biçimde yetişen bir parti üyesi olan Anton Donçev’e,tarihçilerin Pomakların zorla İslamlaştırıldığı konusundaki tezlerine dayanacak olacak bir roman yazmasını söyleyecek kadar ileri gitti.Donçev,Pomaklar arasında iki yıl yaşamış olduğunu ileri sürerek Vreme Razdelno (Bölünme Zamanı)adlı romanıyalnızca 144 günde yazdı.Donçev,yalnızca “büyük önem taşıyan yaratıcı çalışmalar” için verilen Dimitrov Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü ve romanı Batı Avrupa dillerine çevrildi.(*4)
Romanın öyküsü,Rodop Dağlarında bulunan Elidenya Vadisindeki Bulgarların dinini değiştirmek için Babıali tarafından 1668 yılı civarında gönderilen bir yeniçeri ağası olan Kara İbrahim etrafında şekillenmektedir.Romandaki diğer kişilkler Müslüman din adamları olan Şeyh Şaban ile Molla Zülfikar Softa (-yazarın Müslüman adları ve din adamlarının hiyerarşileri hakkında bilgisizliği hemen göze çarpmaktadır-)ve bir Pomak olan Hasan Hoca’dır.Kara İbrahim’in askeri güçleri,Bulgar koyun çobanlarının korkusuz önderi olan Manol,Manol’un oğulları ve Bulgarları temsil etmek üzere seçilmiş çeşitli kişilerle karşı karşıya gelmektedirler.Yukarıda anlatılan sahte Methodii Draginov belgesine dayalı olan öykü,tahmin edilebileceği üzere yeniçerilerin tecavüz ve katliama girişmeleri ve “kellemden vazgeçerim,inancımdan asla” diyenlerin idam edilmesiyle sona ermektedir.Dolayısıyla,Bulagar hükümetinin emirlerini bekleyen tarihçi ve romancılar,Pomakların “Bulgarlaştırılmalarının” moral ve tarihsel haklılık temellerini sağlamaya çalışmaktaydılar.Bu politika,ileri sürülen haklılık temellerinin tamamen köksüz olmasına karşın,1960’larda dünya kamuoyunda aleyhte bir yoruma yol açmaksızın şiddetle uygulandı.
Bulgaristan’ın güneybatı bölgesinde yaşayan Pomaklar,muhtemelen Türkçe konuşan bir topluluk olup 11. Ve 12. yy’larda bölgeye yerleşmiş bulunan ve daha sonra slavcayı benimsemiş olan Kumanların soyundan gelmektedirler.Bunlardan bazıları Bulgaristan’daki biçimiyle Hristiyanlığı benimsedi,daha sonra da İslamı kabul etti.Macaristan’ın doğusuna göç edip oraya yerleşen ve büyük bir olasılıkla da kendilerini Katolik olan diğer Macarlardan ayırmak için,sonunda Kalvinizmi benimseyen Kumanlardan farklı olarak Pomaklar bir Bulgar lehçesi konuşmalarına rağmen hakikatli müslümanlardır ve kitle halinde Türkiye’ye göçleriyle de görüldüğü gibi kendilerini Türk olarak kabul etmektedirler.
1960’lardaki Bulgarlaştırma kampanyasına girişen parti kadroları,yalnızca Pomakları zorla İslamlaştırılmış olduklarına ikna etmeye değil,aynı zamanda kendilerini gelecekteki daha büyük görevlere hazırlamaya da çalışıyorlardı.Türkiye’de bulunan birkaç grup Pomakların adlarının zorla değiştirilmesini eleştirdi ,fakat bundan elle tutulur bir başarı elde edilemedi.Türk hükümeti bu politikayı,Müslümanların geri kalanının dinsel ve kültürel özgürlüklerini etkilemeyen münferit bir olay olarak gördü ve her zaman olduğu gibi Bulgaristan’a karşı uzlaşmacı bir tutum benimsedi.Türkiye bu dönemde silahları Bulgaristan tarafından sağlanan yurtiçi terörizm sorunuyla uğraşmaktaydı,ayrıca karayolları Batı Avrupa’ya gidip gelen milyonlarca Türk işçisi tarafından kullanılmakta olan batı komşusuyla olan ilişkilerine zarar gelmesini istemedi.
-----------------------------------------------------
*1- P.Petrov(der.),The Assimilatory Policy of the Turkish Conquerors.Collection of Documents with regard to İslam and Conversion to İslam.15th.-19th Centuries (Bulgarca)(Sofya,1962);Petrov’un aynı türden başka birkaç çalışması daha bulunmaktadır,fakat bunların hiçbiri,örneğin k.Jirecek’in klasik eseri gibi diğer temel kaynaklar tarafından desteklenmemektedir.
*2- The Turks of Bulgaria:The History,Culture and Political Fate of a Minority adlı eserin “Belgeler” bölümüne Bulgar hükümeti tarafından,özellikle Batı kamuoyu için seçilmiş belgelerin örnekleri de konulmuştur.
*3- Bu notların Bulgarca orjinali the Geographical Historical Statistical Description of the Tatar Pazarcık(Viyana,1870)başlıklı kitapta yayınlanmıştır.Bu yayından hemen sonra,orijinal belge ortadan kaybolmuş ve bir daha herhangi bir kişi tarafından görülmemiştir.Aslında,Draginov’a atfedilen ve notta kullanılan dilin 17.yy’da değil 19.yy’da konuşulan dil olması,bu notun kitaba çok daha sonra eklendiğini göstermektedir.
*4- Romanın bulgarca baskısı 1964’de yayınlandı,Marguerita Alexieva tarafından tercüme edilen İngilizce baskısı 1967’de İngiltere’de yayınlandı;Amerika’da ise William Morrow Yayınevi tarafından 1968’de yayınlandı.Bulgar hükümetinin himayesi ve hükümetin mali yardımıyla “zorla İslamı kabul ettirme” konusuyla ilgili bir film,yakın geçmişte Batı Avrupa’da gösterime girdi.