Türkçe > Şiirler
Sevdiğimiz sözler, yazilar...
Rahmie:
Hold Me For A While
http://www.youtube.com/watch?v=30Imo-M9-ac#noexternalembed&feature=related
Rednex - Hold Me For A While
Превод
http://www.dailymotion.com/relevance/search/Rednex%2B-%2BHold%2BMe%2BFor%2BA%2BWhile/video/x4r6o1_rednex-hold-me-for-a-while_music
daylek:
:) harika ayşe ! kesinlikle duyarlılıklar üzerine nefis. ozaman duyarlılıklar üzerinden devam edelim ne dersiniz ;)
cahillik ve bilgisizlik üzerine, doğaana moloz yığınlarını örttü bir anda. ademoğluna hatırlatıyordu, aslında nekadar çaresiz olduğunu bu yolla. herşeye rağmen insan dediğimiz, direndi yine yeniden hayata tutunmak adına. ruh direndi, yığınların bütün ağırlığına, karanlığına ve acısına. herşeye rağmen biraz ezilerek, biraz büzülerek cılız mı cılız filizlerini umutla yeşillendirdi yığınlar arasından.
12 Kasım Kaynaşlı depremi anısına...
daylek:
bilmediğim eller iter beni karanlık kuyulara yada acaba bilmediğimi sandığım ellermi...
"hah! tamam işte! içimdeki çocuğu yakaladım" dediğim anda aslında çoktan o çocuğun benden uzaklaşan ayak seslerini duyarım...
ne zaman sarı sıcak turuncuya elimi uzatsam bir anda tutlduğunu fark ederim...
ne zaman zehir yeşili dilimi konuşur duysam aslında sustuğumu fark ederim...
ne zaman gözlerimden akan sıcak beyazları hissetsem aslında çoktan çöle döndüğümü fark ederim...
ne zaman kırmızı kırmızı gülsem kaşlarımın arasında ki yaşama kızan çizgileri fark ederim...
ne zaman aynaya baksam bu ben değilim derim, aslında ta kendisiyim.
evet tam olarak o yansıma benim, benim olmadığını fark ettiğim herşeyle bana benzeyen benim...
daylek:
İçimde, katlanarak büyüyen huzursuzluk
Eskiye yüz tutmuş ruhumu kanırtır...
Dünden kalmış kırıntı bir acıya
Merhaba der gibi.
Yüzümü çevirdim semaya
Güneşin gölgesini içinde emziren
Boncuk mavisi bulutlara bakarken
Kulaklarımda çınladı yağmur sesi...
Acıdan kıvranan iniltiler eşliğinde
Usul usul damla düştü gökyüzünden
Çatlamış toprağa...
Elimde kalem ile yazarken
Eşe dosta dağıtır gibi
Kırmızılar, beyazlar kopardım gökkuşağından...
Sarıları güneşten
Mavileri gökyüzünden çaldım
Ve sonra
Sayfalarıma ektim, biçtim...
Belki birazda gülümserim diye
Gülüm/serken...
Güneşi içine saklayan
Ve her biri bir güneş tanrıçası gibi olan
Güneşe inat Ay yüzlü günebakanlar vardır ya
Hani çatlamış toprağa sımsıkı tutunan
Semaya dönen yüzümle
Biraz da onlara benzerim.
Sakin ve huzurlu yüzünü gösteren güneşe
Anlık tebessümler ederim.
Peki ya güneşi olmayan soluksuz ve uzun gecelerde?
Böyle heybetli,ürkütücü ve kapkara gecelerde
Dünyanın dört bir tarafından
Ayakta durmaya çalışan kimsesizlerin
Tiz çığlıklarını duyarım
Çok uzak diyarlardan
Gelip bedenime yapışan
Her hücreme yavaş yavaş işleyen...
/Acı çeken ruhların geceyi yırtarak
Kulaklarıma akan kara kara sesleri!/
Uzun ve yorucu insan kalabalıklarının
Her zamanki gündelik koşuşturmacaların
Ve yaşam mücadelelerinin sıradan karmaşasında,
Mutlu ve huzurlu olduğunu sanan
Her birimizden farklı alarak;
Hayatları avuçlarının arasından kayıp giden
Kaybeden insanların
Bütün sesler sustuğunda,
Geceyi yırtan çığlıklarıdır onlar...
Peki;
Kimler duyar onları?
(hiç kimse/ler)
Yazan: Dilek Karaağaç & Bülent Kaya
NeYzEn..:
ben bu kalemin her karalamasını bilirim...
Navigation
[0] Message Index
[#] Next page
[*] Previous page
Go to full version