Türkçe > Şiirler

Sevdiğimiz sözler, yazilar...

<< < (2/13) > >>

daylek:
haklısın arkadaşım ve bu konuda beni affetmeni ve mazur görmeni istiyorum ve bunun için tekrar affınıza sığınarak içimden geçenleri kendi kelimelerimle aktarmak istiyorum.

Siyah, simsiyah bir gecede bir ses "hadi! kalk kalk ve bul kendini. yapbozun parçlarını birleştir tek tek" diyor.
İçimde çocukça bir sevinç, kalbimde deli gibi çarpan bir heyecenla oturuyorum yapbozun başına.
Bir ara kafamı kaldırıyorum, aynada bir yüz alı al moru mor bana bakıyor.
"Ne yaptın sen! " diyorum aynada bakan yüze. "Bumuydu senin aradığın tarihin kayıp sayfalarında. Bumuydu insanlık dediğin ? " diyerek çıkışıyorum aynada bakan yüze.
Birden cevap geldiğini duyuyorum "hayır! kesinlikle hayır!" .
Aynadaki yüz ağlıyordu. bi anda yapbozun üzeri göz yaşlarıyla doldu, ağlıyordum bende ağlıyordum. 
Çünkü benim aradığım eksik parçalarda bunlar değildi.
Göz yaşlarım canımı yakıyordu dostlar, çünkü onlar çok derinlerden geliyordu, çok derinden taa yüreğimin köşesinden gelip gazinin sayfasına kondu gözyaşlarım... üzgünüm dostlar çok üzgünüm ne ben ne de aynadaki yüz bu kadar ağlayacağını tahmin edemezdi... üzgünüm çük üzgünüm.

Saygı ve Sevgilerimle :(   

daylek:
İnsanoğlu haddini bilir kem söz söylemez iken,
Elalemin namusuna yan gözle bakmaz iken,
Bir sofra kurulmuş ku Halil İbrahim adına,
Ortada bir tencere boşmu dolumu bilen yok,
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına.
Daha çatal, bıçak, kaşık icat edilmemişken,
İsmail'e inen koç kurban edilmemişken,
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna,
Kapağı ver kulbu al kurbanı hiç soran yok.
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına.
Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası,
Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası.
Bazen durup bakarım bu ibret tablosuna,
Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok.
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına.
Ağzı açık gözü toklar buyursunlar baş köşeye.
Kula kulluk edenlerse ömür boyu taş döşeye.
Nefsine hakim olursan kurulursun tahtına.
Çalakaşık saldırısan, ne çıkarsa bahtına.
Barış der her bir yanın altın, gümüş, taş olsa,
Dalkavuklar etrafında el pençe divan dursa
Sapa, kulba, kapağa itibar etme dostum.
İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok.
Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum,
İçi boş insanların bu dünya da yeri yok.       

Buda bana kapak olsun arkadaşlar. :)

bello:
Sevginin olduğu yerde imkansızlık yoktur..

daylek:
Kendimi bildim bileli yollarda tükettim koskoca bir ömrü.
Bir uçtan bir uca gezdim şu fani dünyayı.
Okumuşu, cahili, yoksulu, zengini hiç farkı yok hepsi aynı.
Sonunda bende anladım hanyayı konyayı.
Sanki insanlık pazara çıkmış, ekmek albanın ağzında,
Bir sıcak çorba içermisin diyen yok.

Tek bir soru hemşerim memleket nire?
Bu dünya benim memleket
Hayır anlamadın hemşerim esas memleket nire?
Bu dünya benim memleket
tövbe, tövbe, tövbe

Kardeşlik ve eşitlik üzerine uzun uzun nutuklar çekip,
Niye senin derin benden koyu diye soran çok.
Kaşının altında gözün var diye silahlanıp ölüme koşarken
Kalan dul ve yetim ne yer ne içer diye soran yok.
Barış garibim bulamadı çözümü oturdu etti bunca sözü,
Gelin hep beraber anlaşalım diyen yok.
Zaten paramparça bölünmüş ve yaşanmaz olmuş dünyamız.
Daha fazla kesip bölmeye hiç gerek yok.

Tek bir soru hemşerim memleket nire?
Dedim ya yahu bu dünya benim memleket.
Hayır anlamadın hemşerim esas memleket nire?
Bu dünya benim memleket.
Tövbe, tövbe, tövbe.        ;)

daylek:
hepimiz pomak "yeşilin oğlu" hepimiz pomak
herbirimiz tek tek ayrılığın hesabını soracak ve sorgulayacak
birbirimizin sürgün yemiş ellerine dokunacağız
bizi biz dinleyeceğiz, biz anlayacağız
ve biz birbirimizi seveceğiz.
mavi gözlerimizdeki yaşam sevincini birbirimize öğreteceğiz.
geçmişi kimse vermeyecek, biz bulacağız
sürgünü biz istemedik ama kaybolmayı biz istedik,
kara kapkara sayfalardan.

Sevgilerimle.:)

Navigation

[0] Message Index

[#] Next page

[*] Previous page

Go to full version