Türkçe > Şiirler

Sevdiğimiz sözler, yazilar...

<< < (6/13) > >>

daylek:
Gelin kanun kaçakları ve yorgun süvariler
ve geriye kalanları ve tarafsızlarıda getirin.
Şimdi başınızı çevirip yukarıya bakın
İçelim öyle kuru kalmayalım.

yok artık birdaha asla
yok artık birdaha asla

Karanlık çöküyor ve gün batıyor.
Ateşimiz hararetleniyor ve rüzgar uğulduyor.
pekala şimdi dövüşe hazırlan
Bu gece cümlesine kadeh kaldıralım ve alayına gidelim.

yok artık birdaha asla
yok artık birdaha asla

(Helldorado, a dirinking song )  :)

daylek:
Bu bir türkü;
toprak çanaklarda
güneşi içenlerin türküsü!
Bu bir örgü;
alev saç örgüsü!
kıvranıyor;
kanlı; kızıl bir meş'ale gibi yanıyor
esmer alınlarında
bakır ayakları çıplak kahramanların!
bende gördüm o kahramanları,
bende sardım o örgüyü,
bende onlarla
güneşe giden
köprüden geçtim!
bende içtim toprak çanaklarda güneşi.
Bende söyledim o türküyü!

Yüreğimiz topraktan aldı hızını;
altın yeleli aslanların ağzını
yırtarak
gerindik!
sıçradık;
şimşekli rüzgara bindik!
kayalardan
kayalarla kopan kartallar
çırpıyor ışıkta yaldızlanan kanatlarını.
alev bilekli süvariler kamçılıyor
şaha kalkan atlarını!

Akın var
güneşe akın!
güneşi zaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!

Düşmesin bizimle yola;
evinde ağlayanların
gözyaşlarını boynunda ağır bir zincir gibi taşıyanlar!
Bıraksın peşimizi kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar.

İşte: Şu güneşten düşen ateşte milyonlarca kırmızı yürek yanıyor!
Sende göğüsünün kafesinden çıkar yüreğini;
Şu güneşten düşen ateşe fırlat;
yüreğini yüreklerimizin yanına at!

(Nazım Hikmet Ran) :)


bello:
Kırmızıda yakışmış sana
                       ihsan
beyaz şarabı bıraktın
                  anlaşılan  :D

daylek:
akıldan geçen yolu kazmışlar
ben geçermiyim yok
ah bu diyarda kimi yakmışlar
haberin varmı koç...
saygıdan geçen yolu yakmışlar
ben geçermiyim yok
ah bu diyarda kimi asmışlar
haberin varmı koç...
gönülden geçen yolu gömmüşler
ben geçermiyim yok
ah bu diyarda kimi kesmişler
heberin varmı koç...
sanattan geçen yolu kesmişler
ben geçermiyim
karşı köprüden kimi atmışlar
haberin varmı koç...
manası yoktur yok
yok bu alemin
alası yoktur yok
yok bu gafletin...

daylek:
ekmek şarap sen ve ben
birde sabahın dördü
dışarıda kar odamız ılık
gözlerin ılık ılık
damlarken boş kadehe
anlattın bana ağzı sarımsak kokan
bir çocukla yattığını
aşkı tattığını, karım dediğini
ve aldattığını
kıskandım Gogen'i
Tahitilim terlemiş vücudunu silerken
cüzzam mikrobunu ve yaktığı kulübesini,
saçların bağlamıştı ellerimi
muz kokulum
güneşi doğurmuştu ölü cisim
martı çığlıklarıyla bir sahil kayalığında
nefesim vücudumu yakıyordu yer yer
samyelim sahyar-i kebirim
kahrettim herşeye ogün
babanın şarap çanağına,
Gogen'e, kadere, sana, bana
birde gittiğin arabanın tekerine
ne diyordum arkadaş...
diyordum ki ben
bu zıkkımı içmek için içerim
ama içerken düşünmem
neden içiyorum diye
daha sonra yaparım hayatın felsefesini
sırayla olurum
Fatih, selim, kanuni
bazen kadın hamamında tellak...
bazen cristof kolomb
Napolyonken düşünürüm
elbede geçen günler
timur ken beyazıt ı yenişimi...
bir kere aristo nun hocası olmuştum
ona verdiğim dersle gurur duymuştum
bazen jan dark ı kurtarmak için
çalışan bir kahraman
bazen odunun ateşleyen bir cellat olurum
eğer dahada içersem shaskespar e halt etmiş derim...

(ihsan yüce şiiri )  :) ;)


Navigation

[0] Message Index

[#] Next page

[*] Previous page

Go to full version