İnsanoğlu haddini bilir kem söz söylemez iken,
Elalemin namusuna yan gözle bakmaz iken,
Bir sofra kurulmuş ku Halil İbrahim adına,
Ortada bir tencere boşmu dolumu bilen yok,
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına.
Daha çatal, bıçak, kaşık icat edilmemişken,
İsmail'e inen koç kurban edilmemişken,
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna,
Kapağı ver kulbu al kurbanı hiç soran yok.
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına.
Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası,
Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası.
Bazen durup bakarım bu ibret tablosuna,
Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok.
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına.
Ağzı açık gözü toklar buyursunlar baş köşeye.
Kula kulluk edenlerse ömür boyu taş döşeye.
Nefsine hakim olursan kurulursun tahtına.
Çalakaşık saldırısan, ne çıkarsa bahtına.
Barış der her bir yanın altın, gümüş, taş olsa,
Dalkavuklar etrafında el pençe divan dursa
Sapa, kulba, kapağa itibar etme dostum.
İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok.
Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum,
İçi boş insanların bu dünya da yeri yok.
Buda bana kapak olsun arkadaşlar.