Pomak Timraş Cumhuriyeti 133 yaşında!
Dünyanın mazlum halklarından biri olan Pomakların 93 harbinden sonra kurmuş oldukları, kısa ömürlü bir cumhuriyet ; Pomak Timraş Cumhuriyeti. Asimilasyon ve soykırımların bir başka perdede oynanan lanetli sahnelerinden biri daha, çoğumuzun bilmediği, bilenlerin ise ilgilenmediği bir gerçek; İbrahim Kenar, Demokrat Haber'de yazdı :
Yıl 1877. Büyük bir savaş patlak verir. Tarihe Osmanlı-Rus savaşı olarak geçen ve Osmanlının Balkanlardaki hakimiyetini büyük oranda kaybettiren ve akabinde pek çok küçük devletçiklerin ortaya çıkmasına sebebiyet veren büyük ve bir o kadar kısa bir savaş başlamıştır. Fakat savaşın kısa oluşunun tam tersine, balkan tarihinde ve belki de dünya savaş tarihinde bu kadar kısa sürede , bu kadar çok sivil cana kıyılmış olması halen belleklerdeki yerini korumaktadır. Çünkü bu savaş iki devletin ordularının savaşından ziyade etnik temizlik savaşı olmuştur. Ve bunda en büyük acıyı da Pomak halkı çekmiş ve soykırıma uğramıştır.
Savaşın sonuna doğru tarihler 1878’i gösterirken Plevne bölgesi düşmüş. Lofça Pomaklarının yüzbinlercesi katledilmiş, sağ kalanlar Trakya’ya ve askeri gücü olanlar Rodop dağlarındaki kardeşleri olan Pomak bölgelerine sığınmaya başlamışlardır. Rodop dağları o döneme kadar diğer bölgelere nispeten hala büyük kırımlara uğratılamamış, bu da Pomakların sayesinde gerçekleşmiştir. Fakat savaş sonucunda Osmanlı 3 Mart 1878’de imzalanan Ayestafanos (Yeşilköy) Antlaşmasıyla yenilgiyi kabul etmiş ve topraklarının Bulgar ve Rus egemenliğine girme tehlikesi ortaya çıkınca Rodoplardaki Pomak halkı ya ikinci bir soykırım dalgasını kabul edecekti yada onurlu bir şekilde canlarını ve topraklarını koruyacaklardı. Bulgar ve Rus orduları Rodopları çevrelemeye başladığında, Rodoplar’da, yani mitolojik kaynaklara göre “Ölümsüzler Ülkesi” veya “Ölmek İstemeyen Halk” diyarı olarak adlandırılan yerde Pomaklar bağımsız bir devletleşme kararı aldılar.
Nedir bu “Pomak Tımraş Cumhuriyeti” diye sorarak konumuza başlayalım. Genel anlamda bu konuyu özel olarak işleyen bir kaynağın çok fazla var olmadığını belirtmek en doğru bilgilendirme olacaktır. Çünkü kimse Pomakların bir cumhuriyet kurabilmiş olduklarının bilinmesini istememektedir. Genel olarak 93 Harbi’ne değinen kaynaklarda kısaca değinilip geçilir bu konu. Türk kaynaklarında ise “Pomak Cumhuriyeti” adlandırmasından kaçınılır nedense (?).Türk kaynaklarda çoğunlukla “Rodop Muvakkat (Geçici) Cumhuriyeti” demeyi tercih ederler. Oysa ismi değiştirmekten başka, içeriğine dokunmadan “Rodop Türkleri(?)nin şanlı direnişinden dem vurulur, açıkça tarih hırsızlığı yapılır. Bundaki amaç belki de zamanında Pomakların da bir Cumhuriyetleri olduğu düşüncesini anımsatacak noktaların herkesçe tehlikeli görülmesidir.
Pomak Tımraş Hükümeti, Sultanyeri kazasının Karatarla köyünde (Rodoplu Pomak 30 milletvekilinin ve yaklaşık 100 nahiye müdürünün de onayını alan) Ahmet Timirski (Timrisi), Abdullah Efendi ve Kara Yusuf Çavuş tarafından ortaya konmuştur ve aynı zamanda, yani 16 Mayıs 1879senesinde, İstanbul’da bulunan ve Paris Antlaşmasını parafe etmiş olan devletlerin elçiliklerine gönderdikleri mektupla bağımsızlıklarını ve nedenlerini tüm devletlere açıkça beyan etmişlerdir. Rodop Hükümet-i Muvakkateşi (Bu geçici hükümet, Berlin antlaşması imzalandıktan sonra, sözkonusu antlaşmayı kabul etmeyerek bağımsızlığını ilan edecektir) mührünü taşıyan bu mektupta başlıca şunlara değinmişlerdir:
“…Silaha sarılmaktan maksadımız, kendi mal, can ve ırzımızı korumaktan ibarettir… Ayastefanos andlaşmasının yerine bir yenisi konmalıdır.Bulgarların irtikap ettikleri cinayetler, tarif olunamayacak kadar büyüktür… Bölgemizin ahalisi kamilen Pomak ve müslüman olduktan başka buraya, aramıza, yüzbin müslüman göçmen de sığınmış bulunmaktadır… Ayastefanos andlaşmasından sonra Ruslar ve Bulgarlar memleketimizi istila ettiler. Biz ise hükümetsiz kaldık… Ruslar ve Bulgarlar, girdikleri yerlerde, sayısız mezalim ve ağza alınmayacak cinayetler işlediler. Mütecavizleri, geri atmak için silaha sarıldık. Eğer biz bir hükümet kurmamış ve bir zabıta heyeti düzenlememiş olsaydık, memleketimizde karışıklıklar çıkabilirdi… Meriç’in Güney-Batı tarafındaki topraklardan yeni Bulgaristan’a bir karış yer vermemenizi istirham ederiz. Çünkü idaremiz altında bulunan dört milyon Pomak ve müslüman ahali, işitilmemiş cinayetlerle ismini kirletmiş olan ve her vakit düşmanımız bulunan bir hükümete boyun eğmektense yok olmayı tercih ederler."
Bölgenin bağımsızlığı ve devlet olarak ilanından, yani 16 Mayıs 1879’dan 1885 yılına kadar Timraş resmi olarak Cumhuriyetin başkentidir. Bazen başkentlik Timraş’tan (Trigrad=üç şehir) Mugla ve Nestan yerleşimlerine geçmiştir. Bu Cumhuriyet yaklaşık 600 bin kilometre karelik bir alanı ve 4 milyon nüfusu içermiştir.
Önderliği Pomak liderlerden Ahmet Timirski, (Timraşlı) Abdullah Efendi, Hacı Halil Efendi, Kara Yusuf Çavuş ve Hidayet Paşa adlı kişilerden oluşuyordu. Bu Cumhuriyetin yöneticisi Timraslı Ahmet Ağa, Hasan Ağa’nın en büyük oğludur. Laskovulu bir Pomak, anne ise Çepelareden Pomak kızıydı. Dedesi Cafer Dervişev’dir.Timris’li Ahmet Ağa çok dürüst, adil, disiplinli bir yöneticidir. O, çok ünlü bir içişleri diplomatıdır. Aynı zamanda komşu ülkelerle de devlet sınırları ile ilgili ilişkileri iyidir. Timraş Cumhuriyeti kurulduktan sonra, kendi istekleriyle Timraş topraklarına katılan 4 köyü ikili anlaşmalar doğrultusunda Doğu Rumeli Özerk yönetimine iade etmeleri, Ahmet Ağa’nın savaş değil barış yanlısı olduğunu göstermektedir.
Rodoplar’daki direnişe yöre halkı en önde katıldığı gibi, aynı zamanda Süleyman Paşa’nın Rodop Dağları’na çekilen kuvvetlerinin bir kısmının da katıldığını söyleyebilmek mümkündür. Direnişçilerin ellerinde dönemin en iyi silahlarından martin bulunmaktaydı.
Piyade : 135.000; süvari : 86.000; mahalli zabıta : 15.000
Berlinde yapılan uluslararası görüşmeler sonucunda, Ayastefanos Andlaşma'sının yerine Berlin Andlaşma'sının geçtiği kabul olundu. Buna göre; Berlin Andlaşma'sı ile Pomak ordusunun silah bırakması gerekiyordu. Pomak ordusu bu antlaşmayı tanımadı ve yeniden Bulgar ordusuna karşı savaş ilan ederek saldırıya geçti...
Daha sonra Rodoplular, 1880 başlarında Şarkî Rumeli Valisinin girişimi ile bu idareyi tanımışlar, ancak silahlarını teslim etmemişler ve Pomak ordusunu dağıtmamışlardır. Rodoplardaki Pomak Ordusuna liderlik yapan ve Pomak Hükümetini kuranlardan, Pomak Ordu Kumandanı Hacı İsmail Ağa, bu durum karşısında bölgedeki Pomaklara, Şarkî Rumeli vilayeti içinde kalan Hasköy'ü işgale ve Filibe üzerine yürümeye karar verdi. Pomak ordusu ve savaş birlikleri, bir kez daha Harp hazırlıklarına başladı. Ancak Osmanlı idaresindeki Gümülcine mutasarrıfının Osmanlı ile Pomak Hükümeti ordusunun karşı karşıya gelme ihtimali ve iki ordunun çarpışma tehlikesi uyarısında bulundu. Bu uyarı Timraş hükümeti yönetimince de olumlu bulunarak saldırı yapılmadı.
Gelişen olumsuz olaylara rağmen 1886-1912 yılları arasında Timraş Cumhuriyeti, bağımsızlığını korumuş ve gelişme göstermiştir.
1880 senesinde resmi duyuruya göre Timraş 1200 ev, 1440 aileyle nüfusu 7320 kişiye yükselmiştir. 1912 senesine doğru kaynaklara göre ev sayısı 3500 yükselmiş fakat nüfus 2500 kişiye düşmüştür. (Bunun sebebi 1878, yani 93 Harbi göçleridir. Göçenlerin evlerine ise dokunulmamış olmalıdır.)1968 senesinde harabe ev sayımında 450 ev sayılmış.
Bu noktada üzücü olan husus, çok sayıda insanımızın soykırıma tabi tutulmuş olmasıdır. Justın McCarthy’nin de “Ölüm ve Sürgün” isimli eserinde belirttiği gibi 93 Harbi bir “Irklar ve Yok Etme Savaşı” şeklinde gerçekleşmiş ve savaşın bedelini sivil halk ödemiştir. Kayıplarımıza ilişkin olarak verilebilecek olan değerler şunlardır.
• Irza tecavüz ve Öldürme: 56.000
• Öldürülen erkekler: 290.000
• Öldürülen Kadınlar: 190.000
• Öldürülen Çocuklar: 85.000
93 Harbi yıllarının sonunda kurdukları Pomak Timraş Cumhuriyetini inatla, yaklaşık 30 yıl sürdüren Timraşlıların, Osmanlının Balkanlarda hakimiyetini kaybetmesi sonucunda ilk kafilesi 93 Harbi sonrası kalanlarda 1912 yıllarında Anadolu’ya göçerler.
Timraşlı Pomak savaşçılar öyle bir korku vermiştir ki Pomakların büyük kafileler halinde Trakya ve Anadolu’ya göç etmesine rağmen Bulgar kuvvetleri ancak 3 gün sonra Timraş bölgesinin boşaldığına inanmış, ondan sonra bölgeyi tekrar işgal etmiştir. Bir daha bu bölgede böylesine bir direniş gerçekleştirilmemesi içinde evvela, istisnasız tüm evleri yakmış ve yıkmış, bölgeyi insansız bölge ilan etmiştir. Bugün bile bu bölge insansızlığını korumakta ve milli park adı altında insan yerleşimine kapalı tutulmaktadır. Bulgaristan, Timraş bölgesinin diğer şehirlerindeki ahaliden 200 bin kişiyi (Bulgar resmi rakamlarıdır) ise, büyük katliam ve baskılarla hristiyanlığa geçirterek kendisine tampon bölge oluşturma yoluna gitmiştir.
Günümüzde Pomak ruhunun yenide yeşermeye başlamasıyla birlikte, Ölümsüzler Ülkesi” veya “Ölmek İstemeyen Halk" diyarından gelenlerin torunları Timraş’ın anısına sahip çıkarak, tarihteki hak ettiği yeri almasını sağlama yolunda gitmekte.
Tüm Pomak halkının Özgürlük ve Direniş Bayramı kutlu olsun.
Pomak Timraş Cumhuriyetini kuranlara selam olsun.
http://www.facebook.com/MezopotamyaHayranSayfasi/posts/365303703518341