Türkçe > Foto-galeri

Friendship Bridge Between Turkey and Bulgaria

<< < (2/6) > >>

bogutevolu:
Evet ana hedeflerimden birisi de budur. Bunun için elimden geldiğince Bulgarcayı öğrenmeye çalışıyorum. Ancak dil seviyem takdir edersiniz ki henüz başlangıç düzeyinde.. Akademik nitelikte yazı yazan kimselerin karşısına kırık dökük bir dille çıkılmaz.

Diğer yandan deridere arkadaşımızın "zlatograd" sitesinde yayınladığı pomak pesnalarını önce kril harfli şekliyle siteye yapıştırdım. Şimdi fırsat buldukça onları latin harflerine çevirmekteyim. Ancak tam bugünlerde de Pomakça sözlük "Nashın Rechnik"  bölümüne sürekli yeni kelimeler eklemekle meşgulüm. Pomakçanın hem slav kökenli ama bizim özgün şivemizde olan kelimeleri, hem de Türkçeden girmiş ama bizim kendi şivemizle söylediğimiz kelimeleri ekliyorum. Böylece Pomakçayı kendine özgün bir yazım ve edebiyat dili haline getirmek için çabalıyorum.

Pomakların ve Pomakçanın Bulgarlar ve Bulgarca ile olan benzer yada farklı yönlerini ise işte hep birlikte öğrenmeye ve objektif bir sonuca varmaya çalışıyoruz. Son sözü söylememiş olmamız gerçekten konunun çok girift olmasından kaynaklanıyor. Bu nazik durumda gereksiz bir radikal söylem ile Pomakların konumunu zor düşürmek istemeyiz. Bu nedenle ılımlı bir dil kullanıyor olmamız; bizim Pomak kavramı hakkında Bulgar tandansında olduğumuz izlenimi uyandırıyorsa bu kesinlikle yanlıştır.

Ne var ki size ünlü Çin filozofu Sun Tzu'nun şu kuralını hatırlatmak istiyorum. "Savaş mekaniği başvurulacak en son yöntemdir. Daha önce bütün diplomatik yollar denenmedikçe savaş anlamlı olmaz. "

Eğer Türkiye ile Bulgaristan barışçıl ilişkiler içinde olursa bundan en çok Pomaklar yararlanacaktır. İlişkiler bozulursa araya yine demir duvarlar girecektir. Bulgaristanın AB içindeki konumu onu eski Rusya güdümünden kurtarmış  ve Türkiyeye yaklaştırmıştır. Bu durumdan Pomakların tekrar bütünleşmesi için olumlu yönde yararlanmak akıllıca olacaktır.

Onlar bize ne derse desin. Önemli olan biz kendimizi ne olarak tanımlıyoruz. Unutmayalım ki ulus devletlerin toplumsal güdülemeleri her zaman alt kültürlerini kaynaştırmak olmuştur. Kaynaşmaya kimsenin itirazı yok. Ama bu kaynaşmanın yöntemi entegrasyon olmalıdır.

Başbakanın Almanyadaki Türklerden istediği gibi.. Entegrasyon: Kimliğini ve kültürünü koruyarak bütünleşmek. Bütünleşmek yok olmak değildir. Biz de 100 yıldan fazladır buradayız. Ama hala dilimizi koruyoruz. Farklılıklar; zenginlik olarak algılanmalıdır.

ramize:
Akademik araştırmalar yapan kimseler,eğer halkın dilinden anlamayacaklarsa yapmasınlar daha iyi.
Pomakların gündelik yaşamlarına inip araştırma yapılırsa daha gerçekçi olur.
Biz pomaklar sadece Türkiye'de yaşıyor olsaydık bu dediklerinize katılırdım.
Ya diğer ülkelerdekiler ne olacak?
Tüm bölgelerde yaşayan pomaklara hitap ediyor olmamız gerçek barıştır.

bogutevolu:
 Eğer Pomaksanız iyi kötü bir şeyler üretmek zorundasınız. Bu üretim de kendi gerçeklerimizin araştırılması ve yayınlanmasıdır. Biz ne buldu isek biraz kalite kontroldan geçirip meydana döküyoruz. Bu malzeme olabildiğince birikmelidir. Sonra bunlar tasnif edilecek daha rafine kültürel ürünler ortaya çıkarılacaktır.

Ben şehirli ve pomakçayı öğrenemeden bu yaşa gelmiş bir kimse olarak kendi çapımda öğrenmeye ve öğrendiklerimi paylaşmaya çalışıyorum. Şimdiye kadar hiç bir şey yapılmıyordu. Acaba o zaman daha mı iyiydi..

Kemal Gözler'in akademik ünvana sahip bir kimse olarak ortaya koyduğu tez resmi çevrelerde bizim varlığımızın kanıtlarıdır. Şimdi bu tür çalışmaları nasıl yadsıyabiliriz.

Ben çevremdeki bütün arkadaşlara köylerinden derlemeler yapmalarını söylüyorum. Ama şimdilik eski Pomaklarda fazla bir etkinlik göremiyorum. Halkımız hep çekingen tavır içinde.. En doğal kişisel ve toplumsal haklarının bilincinde değil.. Kültürel haklar nedense siyasal talep gibi algılanıyor. Halbuki dünyada 3000 dil var ama ülke sayısı 200 civarındadır. Demekki her dile ayrı bir devlet istemek mantıklı değildir. Mantıklı olan ulusal sınırların bütünlüğe saygılı olarak kendi kültürel değerlerini olumlu etkinliklerle korumaktır.

Ziyaretçi:

--- Quote from: bogutevolu on June 05, 2008, 16:17 --- Halkımız hep çekingen tavır içinde.. En doğal kişisel ve toplumsal haklarının bilincinde değil.. Kültürel haklar nedense siyasal talep gibi algılanıyor. Halbuki dünyada 3000 dil var ama ülke sayısı 200 civarındadır. Demekki her dile ayrı bir devlet istemek mantıklı değildir. Mantıklı olan ulusal sınırların bütünlüğe saygılı olarak kendi kültürel değerlerini olumlu etkinliklerle korumaktır.

--- End quote ---
Siyasal talep olarak algılanması gayet doğal..
böl-parçala-yönet tekniği genellikle kültürel haklar kullanılarak yapılıyor.
Ve ülkelerin uyguladığı politikalar doğrultusunda kültürel kimlik şekil alıyor.
Pomaklar bu politikalardan mümkün olduğunca uzak durduğu sürece kimlik elde etme savaşından zaferle çıkar.
Kültürel kimliğimizi dahil olduğumuz ulusal sınırlar içindeki politikalara göre oluşturmak yerine;
tüm ulusların politikalarından uzak durarak kültürel kimliğimizi kendimiz şekillendirebiliriz.
Çünkü politikalar dönemseldir asıl olan pomak varlığıdır.
Pomak kültürü çok uluslu bir özellik taşır.Bu yüzden asıl köprü biziz ..! Devlet kurmak bir yana köprüler kuramıyoruz daha...
Pomak tanımlamasından ödün verilecek bir köprü de kurulmasın istemiyorum.

Karacaovalı Pomak:
Ben asla musluman bulgarligi kabul edemem.kimse bana sen musluman bulgarsin diyemez.

Navigation

[0] Message Index

[#] Next page

[*] Previous page

Go to full version