Author Topic: Çıtaklar  (Read 7053 times)

0 Members and 1 Guest are viewing this topic.

Offline Тоска

  • Charter member
  • *****
  • Posts: 2348
  • Gender: Male
  • % 100 + POMAK
Çıtaklar
« on: May 27, 2008, 18:20 »
Çıtaklar
    — Gırcalı, Beliçli’ler onlar, biz Gırcalı değiliz; bize Çıtak diyorlar. Şimdi ne Gırcalı diyolar ne Çıtak, Pomak diyolar, ama Pomak değiliz biz, Türkçe konuşuyoruz.    - Çıtak, Çıtak evi yapar ve duvarlarını çit yapar, ufak çiviler... bi sıva... Çıtak ona derler.


                                                                                                                               
Arif KAHRAMAN (1911-1998)


     Çıtaklar


    “Şarki Rumeli’de yerleşmiş bulunan bir kısım Türk halkına “Çıtak” adı verilmiştir. Halk arasında dönüp dolaşan rivayetlere göre, bunlar, Hristiyan unsurlardan ayırt edilebilmeleri için çitlerini kireçle boyamışlar ve “Çiti-ak” anlamına gelen “Çıtak” adı ile anılmışlardı.

    Bilindiği üzere, bugünkü Türkçemizde “Çit” ağaç dallarından örülmüş korunak anlamına gelmektedir. Çitmek tabiri de, bir şeyin ayrıntılarını veya iki parçasını biri birine örerek birleştirmek manası taşımaktadır. Bazılarınca bu kelime “Çatmak” fiili ile karıştırılarak “Çıtak” ismini “Croise” kelimesiyle aynı anlamda telakki edilmiş ve bu saf Türklerin, yerli halkla karışmış bir unsur olduğu sanılmıştır. Böyle bir düşünüş bu (tesalüp)ün bir sıhriyet neticesi olduğunu kabullenmek demek olur ki, Türklerin Müslüman olmayan veya sonradan islamiyeti kabul eden unsurlarla birleşmekten son derece kaçındıkları ve sonradan Müslümanlığı kabul edenleri daima “Dönme” olarak aralarına dahi karıştırmadıkları göz önüne alınınca böyle bir telasübün varid olmayacağı kesinlikle anlaşılmış olur.

    Eski Türkçede “Çit” kelimesi, “Sınır, uc, kenar” gibi anlamlara gelmekte “Ak” ise “Yer, mevki, bölge, ülke” gibi anlamlara gelmektedir. Her iki kelimenin bir araya gelmesinden oluşan “Çitak” kelimesi, “kenar memleket, kıyı-köşe yer” demek olur ki “Çitak” böyle yerlerin halkı manasına gelir.

    Bu manasile “Çitak” Fransızca’daki “Banlieue” “Faubourg” halkı demek olur.

    Çok eski devirlerde, kalelerin savunma alanı dışında kalan yerlerde ilk savunma hattı olarak çitler örülür ve arkalarına toprak yığılarak siperler vücuda getirilmiş ve böylelikle düşman bir süre kaleden uzak tutulurmuş. Sınırlarda da bu çeşit mânialar vücuda getirildiği için oralara “Çit” denilmesinin âlem olduğu düşünülebilir. Bu ilk savunma hattıle kale arasında kalan bölgede yaşayan halka bu adın verilmiş olması mümkündür. Sonraları bu bölge genişletilerek “Dağlılar”la “Şehirliler” arasında kalan ve dağ eteklerine kadar uzayan saha halkına “Çitak” denilmiştir. Çıkış ve türeyişi kesin olarak bilinmemekle beraber, bu kelime, Türk’den ayrı bir unsura verilmiş bir ad olmayıp bir zümrenin adı olarak kullanılmıştır. Nasıl ki, “Manav” adı, Filibe halkı tarafından “Anadolulu” manasında kullanılmaktadır." 2


    Ali Kemal Balkanlı’nın Şarki Rumeli ve Buradaki Türkler adlı eserinden Çıtaklarla ilgili bölümü olduğu gibi buraya aktardım. Şimdiyse Evliya Çelebiye kulak verelim:

     Silistre

    “İnsanları orta boyda, sağlıklı, sağlam pençeli kimselerdir. İleri gelenleri ağır kumaşlar ve çuha giyerler. Çoğu halkı Eflak ve Boğdan tüccarıdır. Orta halli olan fukarası kendilerine göre renkli bezlerle kaplı kürkler giyip, başlarına tatar kalpağı koyarlar. Askerlerde yine Tatarlar gibi atları eğerleyip onlarla birlikte seferlere katılırlar, Tatarlaşmış kimselerdir. Ayrıca Dobruca halkından Tatar, Bulgar, Boğdanlılardan doğmuş Çıtaklar da vardır. Bunlar ilkin Orhan Gazinin oğlu Süleyman Paşa askerinin dölünden olmuşlardır.

    Ondan sonra Yıldırım Beyazid han buralara Tatarları yerleştirmiş, anaları Bulgar, Eflak ve Boğdan kızları olmakla o arada Çıtaklar üremiş. Bunların Çıtak dili Dobruca eyaleti tanıtılırken açıklanacaktır. Kadınları yassı başlı olup, renkli çuha ve kirliva abası ferace giyerler. Gayet dindar, örtülü, terbiyeli kadınlardır. Bütün halkı Hanefi mezhebinden olup, namazı devamlı kılarlar. Bolluk memleket olduğundan her yolcuya ilgi gösterirler, ikram ederler. Yumuşak huylu, halim selim, tabiat sahibi insanları çoktur.” 3
 

    Evliya Çelebi, Hacıoğlu Pazarı’nı tanıtırken:

    “Kasaba halkına “Dobruca Çıtakları” derler. Dilleri, görünüşleri bir garip insanlardır. 4

    “Dobruca ve Karadeniz boylarında yerleşen Oğuzlar, İlk Bulgarlar ve Gagauzlar arasında Hıristiyanlığın seri bir surette yayılmasına mukabil, Deli ormanda (25) kesif bir suretle yerleşmiş olan Peçenekler, müşterek bir ad olmak üzere Türkler ve Gacallar (26 ” Mevkut Risale” LXVI; 1894, sahife: 273: “İlkbulgarlar Peçeneklere (Gagauzlar demişlerdir. İri, sağlam manasına” Deliorman Türkleri meşhur pehlivanlardandır.) veyahut elyevm taşıdıkları ÇİTAKLAR namı altında Müslüman olarak kalmışlardır.” 5       

    “Arkeolog, Şkorpil’e göre Deliorman’daki Peçenekler ve diğer Türk kavimleri, Bulgaristan’ın muhtelif yerlerine dağılmışlar Deliorman’da sadece kesif bir kütle halinde ve belki de az karışık olarak GACALLAR adı altında İlkbulgarlar kalmışlardır. Gene Şkorpil’e göre Gagauzlar gibi bugünkü Gacallar da Asparuhun İlkbulgarların bakiyeleridir ve bunlar, Balkan yarımadasına yedinci asrın ikinci ortasının iptidalarında gelmiştir. Şu farkla ki Gacallar Müslümanlıklarını muhafaza etmişler: Gagauzlar ise Hıristiyanlığı kabul eylemişlerdir. Aynı âlime göre bugünkü Bulgarların o günkü Bulgarlarla hiçbir münasebetleri yoktur. Şkorpil, bir rivayete göre Müslüman Gacallarla Hristiyan Gagauzlar gibi dinleri ayrı olan bu iki kavmin arasında dostluk ve hatta akrabalık münasebetlerinin mevcut bulunduğunu ve yekdiğerleriyle hali temasta oldukları yerlerde kız alıp verdiklerini söyler.” 6

     Bulgaristan’dan Gelen Müslüman Göçmenler 7

    Deliorman Türkleri bazen Dobruja Türklerini Gacallar olarak adlandırırlar; Çitak, özellikle Gerlova Türkleri için aşağılayıcı bir niteleme olarak kullanılır. 8

    Çitak adı, köylü Türkler için kullanılırdı. Gacak ise daha az kullanılan ve anlaşıldığı kadarıyla aşağılayıcı yanı olan bir sözcüktü. Deliormanlı Türkler, kendilerini Tahtakülah olarak adlandırırken, Dobruca Türklerinden Gacallar diye bahsederlerdi. Shumenli ve Razgad’lı Bulgarlarda da, aynı şekilde, tüm Türk köylülerini Gacal ya da Çitak olarak adlandırmışlardı. (BOBÇEV 1940;138-9).9

Balkan ülkelerinden gelen Müslüman Göçmenler (Bulgaristan hariç)10

Çıtaklar (Sırp ve Makedonya kökenli ve Türkler)
...

Yazar: Mustafa ÖNDER