Hadi Uluengin'e ait konu ile dolaylı olan ilgili makalesinden bir alıntı
Sırp intikamcılığının eski şarkısı aynen şöyle der: ‘Ey güzeller güzeli Türk kızı / Keşiş vaftiz edecek birazdan seni / Ey vadi içinde Bosna Sarayı / Ordumuz kuşatacak yakında seni’.
Karadziç canileri, yukarıdaki şarkıyı dört beş yıl önce yeniden repertuvara almış ve Srebrenika ahalisini katlederken hep bir ağızdan bunu ulumuşlardı. Miloseviç milislerinin Kosova'da daaynı nakaratı söyleyip söylemediklerini bilemiyorum ama her iki durumda da öz itibariyle bir şey değişmez. Değişmez, çünkü Sırp milliyetçiliğinin derin bilinçaltında Türk düşmanlığı vardır. Modern ulus sürecinde hiç emsali görülmemiş şekilde, Osmanlı önündeki 1398 yenilgisini efsaneye dönüştürecek kadar irrasyonel olan bu milliyetçilik, Boşnak, Arnavut, Pomak, Çigan, Balkan'da İslamlaşmış her halkı ‘Türk’ addeder.
Onları ya sevgili Rumeli'mizden sürmeyi ya da şarkının buyurduğu gibi, papaz salibiyle vaftiz etmeyi amaçlar. Kırk katır ve kırk satır dayatır. Dolayısıyla, Sırplardaki ‘Türk’ imgesi, Slovakya ve Karpatlar'dan itibaren Merkezi ve Doğu Avrupalı kadınların yaramaz çocuklarını korkutmak için bugün hala telaffuz ettikleri ‘Türk geliyor’ cümlesinden çok farklıdır. Bu ikincisi, tıpkı bizim ‘gavur eziyeti’ ifademizdeki gibi, artık somut hedef göstermez. Kışkırtıcı yönü yoktur. İntikamcı bir hafızayı deşmez. Fakat birincisindeki ‘Türk’ kavramı ‘öteki’yle özdeşledir. Sırpların kendilerini tanımlamak için mutlaka ihtiyaç duyduğu ve ‘stimulus’ niteliği taşıyan uyarıcı ‘öteki’dir. O da Türktür ! ‘Ey güzeller güzeli Türk kızı / Kesiş vaftiz edecek birazdan seni...’
...
Asla unutmayalım, Çetnik katillerin şimdi de söylediği Sırp şarkısı ‘Ey güzeller güzeli Türk kızı / Keşiş vaftiz edecek birazdan seni’ demektedir. Ve yine asla unutmayalım, ‘güzeller güzeli Türk kızı’nın namusu da, imanı da herkesten ve herkesten önce bize emanettir.