Author Topic: Batı Trakya Türklerinin Tepkisi  (Read 6239 times)

0 Members and 1 Guest are viewing this topic.

Offline Тоска

  • Charter member
  • *****
  • Posts: 2348
  • Gender: Male
  • % 100 + POMAK
Batı Trakya Türklerinin Tepkisi
« on: May 04, 2010, 11:47 »
" Ülkemiz Yunanistan’ın resmi devlet politikası Batı Trakya’da “Türk” azınlık kabul etmiyor. Bu politikan›n bir anlamda “pratiğe” dönüşüğü 1980’lerin başlarından bugüne ne değişi acaba? Bir şeyler değişi mi? Bu soruya olumlu anlamda “evet” değişti demek mümkün değil! Yunanistan “Batı Trakya’da Türk yoktur” politikasını 1983 yılında isminde “Türk” ifadesi olan üç büyük ve tarihi azınlık derneği aleyhine açtı kapatma davasıyla “pratiğe” dönüştürmüşü. Devamında azınlık üzerinde arttırılan baskılar, ayrımcılıklar, haksızlıklar ve azınlık toplumunun haksızlıklara karşı mücadelesi. imza kampanyaları, mahkemeler, hapis cezaları, bağımsız listeler ve adaylar, 1988 ve 1990 yıllarında 29 Ocak olayları, müftülük olaylar ve liste böyle uzayıp gidiyor. Batı Trakya Türk’ünün sürdürdüğü hak mücadelesiyle ilgili iki önemli tarih var. Bunlardan ilki 29 Ocak olayların ve azınlığın iki bağımsız milletvekilini seçmesini takip eden ve “Yasalar Önünde Eşitlik” uygulamasının açıklandığı 1990’ların başıydı.

Diğer önemli tarih ise Türk dernekleriyle ilgili yanlış ve haksız kararın “geri döndüğü” 27 Mart 2008 tarihiydi. Ne olmuştu bu tarihte? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, iskeçe Türk Birliği ve Rodop ili Türk Kadınları Kültür Derneği davaları hakkındaki kararını açıklamıştı. “Yanlış hesap bağdat’tan döner” misali “Türk azınlık yoktur” diyerek “kapatılan” Türk dernekleriyle ilgili haksız karar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden dönmüştü. İnsan Hakları Mahkemesi, Yunanistan’ı mahkum etmiş ve azınlığın en eski derneği olan iskeçe Türk Birliği’nin haklılığını tüm dünyaya ilan etmişti. Mahkeme kararı, Batı Trakya Türkleri arasında bayram sevinci yaratmıştı.

Fakat ne yazık ki Yunanistan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararını uygulamıyor. AİHM’nin sözkonusu kararının üzerinden iki yıl geçti. Uluslararası mahkeme tarafından haklı bulunan İskeçe Türk Birliği’nin resmiyeti hala iade edilmiyor. Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği resmi olarak hala kurulamıyor. AİHM’nin kararlarına rağmen “yasaklılık” başka dernekler için de sürüyor. Örneğin “Evros İli Azınlık Gençleri Kültür Derneği” ve “Batı Trakya Azınlığı Güney Meriç Kültür ve Eğitim Derneği” de bu “yasak” kapsam›nda. İsminde “Türk” ifadesi olmasa da bu derneklerimiz de “kurulamıyor.” Halbuki isminde “azınlık” kelimesi olan başka dernekler var. Ama o derneklerin “yasaklı” derneklerimizden bir farkı var. Onlar Evros (Meriç) ilinde değil. öyle anlaşılıyor ki, devlet Meriç ilinde çok farklı bir politika uyguluyor. il genelinde 10 – 15 bin civarında Müslüman Türk yaşasa da partiler listelerine azınlıktan aday almıyor. Azınlıktan il meclis üye adayı bile gösterilmiyor. Azınlık bazı çevreler tarafından mümkün mertebe “gizlenmeye” çalışılıyor. “Dikkat çekmesin” diye özel çaba sarfediliyor. Batı Trakya Türklerinin “milli kimlik” ve “örgütlenme özgürlüğü” mücadelesi açısından en önemli kararın verildiği Mart 2008’in üzerinden iki yıl geçti. Ne yazık ki “olumlu” diyebileceğimiz bir gelişme hala yok. Yunanistan’ın, “Batı Trakya’da Türk yoktur” politikasında bir değişliklik de yok. Dahası, azınlığın Türklüğünü ve kültürünü kabul etmek şöyle dursun, azınlığı milli kimlik ve kültür açısından parçalara bölme çabaları son yıllarda hız kazanmıştır. İşte size son örnek; pomakça eğitim dayatması! Devlet bu dili okullarda uygulama merakı içindeyse bunun için yalvaran Makedon azınlığa neden bunu vermiyor? 1980’lerde başlayan “inkar” politikası aradan 30 yol gibi uzun bir zaman dilimi geçmesine rağmen değişmedi. Bu politika ve yaklaşımın yanlışlığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve diğer pek çok uluslararası kurum tarafından “tescil” edilse de hala adım atılmıyor, atılamıyor. Batı Trakya Türkleri için “tarihi” bir karar olan 27 Mart 2008’in üzerinden iki sene geçti. Bu “haksız” , “yanlış” ve “antidemokratik” politikanın değişmesi için daha kaç yıl beklememiz gerekiyor? "
 
 
 
Yukarıda alıntısını yapmış olduğum yazı Batı Trakya'da yayınlanan "Gündem Gazetesi" yazarlarından Ozan Ahmetoğlu'na aittir. İlgili yazıyı Batı trakyada azınlıkların karşılaştığı çifte standardı belgelemesi açısından iyi bir örnek olması hasebiyle ekledim. Gönül isteterdi ki Batı trakya'da olsun , Bulgaristan'da olsun Türkiye'de olsun pomak dernekleri ve pomaklar hiç bir baskı ve pozitif ayrımcılığa tabi tutulmadan kendi kültürel değerlerini canlı tutmak adına bir şeyler yapabilse ...
Acaba çok şey mi istiyoruz?
Si vis pacem, para bellum !