Dışişleri Bakanlığı, savaş ve baskı dönemlerinde Bulgaristan'dan Türkiye'ye gelmek zorunda kalan Türk kökenli göçmenlerin ülkelerinde bıraktıkları malları geri alabilmeleri için harekete geçti. Bakanlık, göçmenlerin taşınmazlarını tespit ettikten sonra Bulgar yetkililerle masaya oturacak. Proje için şu ana kadar bin 500 başvuru yapıldı.
Balkan savaşları sırasında ve asimilasyon politikalarının uygulandığı 1980'li yıllarda yurtlarını terk ederek Türkiye'ye sığınmak zorunda kalan binlerce Bulgar göçmeni Türk'ün, Bulgaristan'da kalan mallarını geri alma imkânı doğdu. Dışişleri Bakanlığı, öncelikle söz konusu durumda olanları ve Bulgaristan'daki topraklarını tespit edecek. Daha sonra oluşturulacak bir heyet, Bulgar hükümetiyle müzakerelere başlayacak. Başbakanlık'ın da tam destek verdiği proje için şu ana kadar bin 500 Bulgar göçmeni Türk vatandaşı başvuru yaptı. Haklarını talep edecek olan göçmen vatandaşların muhtarlıklara müracaat etmesi gerekiyor. Bulgar hükümeti 1980'li yılların başında, 'Bulgarlaştırma' adı altında ülkede yaşayan 1,5 milyon Türk, Pomak ve Çingene'ye karşı bir asimilasyon kampanyası başlatmıştı. 1989'da ise asimilasyonlara direnen 400 bin Türk, Türkiye'ye göçmüştü.
Dışişleri Bakanlığı eşgüdümünde başlatılan proje, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve BAHAD tarafından yürütülüyor. Projenin genel koordinatörlüğünü üstlenen Balkanlar'da Adalet, Haklar, Kültür ve Dayanışma Derneği (BAHAD), projeyi 15 Mart'tan itibaren valilikler, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi kanallar vasıtası ile duyurmaya başladı. Şimdi ise başvuruları topluyor, dosyalıyor ve arşivleyip Dışişleri Bakanlığı'na iletiyor. Taleplerin yoğun olarak Adapazarı, Konya, Kırşehir, Yozgat, Adana, Mersin, Kütahya, Ankara ve Bursa'dan geldiğini belirten Dernek Başkanı Nasıf Mutlu, projede bir köprü görevi gördükleri için gururlu olduklarını ifade ediyor. BAHAD Başkanı, başlatılan çalışmayı göçmen vatandaşların 'bayram havasında' karşıladığını söylüyor. Türkiye'deki tüm muhtarlar da mahallelerinde bulunan göçmen vatandaşlara teker teker haber vermeye başladı.
Çalışmanın başlatılması için Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı aracılığı ile Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü'ne 31 Mart 2009'da bir yazı gönderdi. Yazıda 1912–1913 yıllarındaki I. ve II. Balkan Savaşları'ndan sonra, rejim değişikliğini müteakip 1950-1952 yılları arasında, 1966 ve 1989'da Bulgaristan'daki Türk vatandaşlarının 'zorunlu göçe' tabi tutulduğu hatırlatılıyor. Sadece 1989 yılında Belene olayları dolayısıyla yaklaşık 400 bin Türk'ün toprak taşınmazlarını Bulgaristan'da bıraktığı vurgulanıyor.
NAiM SÜLEYMANOĞLU: TÜM GÖÇMENLER MÜRACAAT ETSiN
Halterde Türkiye'ye onlarca altın madalya kazandıran eski milli sporcu Naim Süleymanoğlu da asimilasyon baskıları sebebiyle 1986 yılında Bulgaristan'dan kaçmıştı. Naim Süleymanoğlu'nun ismi, 1984 yılında Bulgar hükümetinin Türk adlarını yasaklaması nedeniyle Naum Shalamanov olarak biliniyordu. Eski komünist rejimin bu baskılarından kurtulmak için 1986'da Avustralya'ya kaçıp, Türkiye Büyükelçiliği'ne sığınan Süleymanoğlu, dönemin Başbakan'ı Turgut Özal'ın talimatı ile Türkiye'ye getirilmişti. Dışişleri Bakanlığı'nın başlattığı projenin oldukça sevindirici olduğunu söyleyen Süleymanoğlu, Bulgaristan'da hakkı kalan herkesin muhtarlıklara müracaat etmesi gerektiğini söylüyor. Kendi evini başlattığı hukuki mücadele sonucu geri aldığını belirten Süleymanoğlu, arabasına da bu çalışma sonucunda kavuşmayı ümit ediyor.
Asimilasyona uğramak istemeyen 400 bin Türk, 1989'da Türkiye'ye göçmüştü
Eski Bulgar yönetimi 1980'li yılların başında, 'Bulgarlaştırma' adı altında ülkede yaşayan 1,5 milyon Türk, Pomak ve Çingene'ye karşı bir asimilasyon kampanyası başlatmıştı. Ülkede yaşayan 310 bin Türk'ün isimleri polis zoruyla Bulgar isimleriyle değiştirilmişti. Türkçe eğitim veren okullar, üniversitedeki Türk filolojisi bölümleri, Türkçe gazeteler ve camiler devlet emriyle kapatılmıştı. Çocukların sünnet ettirilmesi yasaklanmıştı. Mezar taşlarının üzerindeki Türkçe isimler yüzünden mezarlar yıkılmıştı. Hatta Türklerin Türk motifli giysiler giymeleri yasaklanmıştı. 1989'da 400 bin Türk, asimilasyona direndikleri için Türkiye'ye göçmüştü.
Helsinki İzleme Komitesi'ne göre bin 500 Türk öldürülmüş ve cesetleri Tuna Nehri'ne atılmıştı
1970-89 yılları arasında Bulgaristan'da ikinci sosyalist dönem, Bulgaristan Türklerine acı dolu günler yaşatmıştı. Slav kültürüne sahip homojen bir Bulgaristan oluşturmayı amaçlayan eski Bulgar rejimi, bu planı önce teşvik ve psikolojik yöntemlerle denemiş, netice alamaması üzerine şiddet uygulamaya başlamıştı. Bu sebeple Bulgaristan, ölen Türklerin yakınlarına ve sürgüne gönderilmiş Türklere tazminat ödemişti. 1986'da İnsan Hakları Komisyonu Helsinki İzleme Komitesi, Bulgaristan'da bin 500 Türk'ün öldürülüp cesetlerinin Tuna Nehri'ne atıldığını, bin 500 Türk'ün de Belene Adası'na sürüldüğünü açıklamıştı. ZAMAN