MANİSA’DA REGAİP GECESİ GELENEĞİ
Enerjisi zayıflamış olsa da hala yaşayan bir Manisa efsanesi… Çıtır pıtır gecesi…
Bu gece sadece Manisa’ya özgü bir gelenek.. Bu efsane Manisa şehrinin Saruhan oğulları tarafından Bizanslılardan fethedildiği zamandan kalmış bir adet.. Bir anlamda Manisa şehrinin fethinin kutlandığı bir nevi şenlik gecesidir. Başka hiçbir yerde bu garip eğlence türüne rastlanmaz.
Rivayete göre Manisa kalesi yüksek bir tepede olduğundan Saruhan oğulları askerleri şehri alması zorlaşır. Bu durumda Saruhan oğulları bir savaş hilesi düşünürler. Gece olunca Türkler çevredeki koyun ve keçi sürülerinin boynuzlarına meşaleler bağlayıp yakarlar ve kaleye doğru sürerler. Bizanslılar karanlıkta Manisa kalesine doğru yürüyüşe geçmiş binlerce ışığı görürler. Kaleyi savunmakta olan Bizanslılar Türklere çok sayıda asker takviyesi geldiğini sanarak daha fazla direnmenin sonuçsuz kalacağını düşünürler. Kalenin kapılarını açıp teslim olurlar. İşte meşhur eğlencenin kökeni efsaneleştirilmiş bu olaya dayanmaktadır.
Çocukluğumda Regaip kandilinin yaklaştığı günlerde bizim “çıtır pıtır” dediğimiz patlayıcı maddeler satılmaya başlanırdı. Regaip kandilinden sonra birden piyasadan kaybolurdu. Ta gelecek yılın Regaip kandiline kadar hiç satılmazdı. Buna başka yerlerde “çata pat” denmekte… Aklımda kaldığına göre bütün ülkede bir yılda satan çatapat miktarı Manisa’da bir tek gece içinde tüketilmekte imiş.
Çıtır pıtır yada çatapat dediğimiz patlayıcı maddelerin bir çok çeşidi vardır. Kahverengi çıtır pıtır, sarı çıtır pıtır, füze, kız kaçıran, havai fişek, maytap, traka, torpil ve daha başka türleri vardır.
Kahverengi çıtır pıtır içinde barut miktarı az olduğundan en yaygın kullandığımız çeşitti. Yere sürtüldüğünde bitinceye kadar çıtır çıtır diye sesler çıkararak yanardı.
Sarı çıtır pıtır ise sarı renkli bir aspirin tanesi gibiydi. Bu tehlikeli ve güçlü bir patlayıcıydı. Bunun için özel bir alet yapmak lazımdı. Kimi çocuklar tornacıda bir demirin içine delik açtırırlardı. Bu deliğe girecek şekilde kalın bir çivisi olurdu. Bu iki demir alet uçlarından birbirine kalın bir tel ile bağlanırdı. Sarı çıtır pıtırdan küçük bir parçayı bu demirin içinde konur sonra çivisini takarlardı. Sonra sağlam bir taşa vurulurdu. Öyle bir ses çıkardı ki bir çok mahalleden duyulurdu. O nedenle sadece büyük oğlanların cesaret edebileceği bir şeydi.
Füze denilen şeyi sanırım bir çok kimse duymuştur. Çocuklara göre pahalı gelen füzeyi genellikle büyüklerden birisi yere yerleştirir ve dibindeki fitili ateşlerdi. Füze ıslık sesi çıkararak gökyüzüne yükselirdi.
Traka denen şey; kağıdın içine biraz barut konulup sıkıca bağlanmış bir patlayıcı idi. Torpile nispetle daha az ses çıkarırdı. Tehlike derecesi de torpile göre daha hafifti. Kimisi bir kere kimisi de birkaç kere patlardı.
Torpil en tehlikeli bir patlayıcı türü idi. Bütün çocuklar gibi torpil ödümüzü patlatırdı. Torpil yuvarlak boru şeklinde bir nevi küçük dinamitti. Fitili ateşlenip atıldığında müthiş bir sesle patlardı.
Maytaplar ise bir çubuğun üzerine sürülmüş birkaç farklı türü olan bir yanıcı maddi idi.
Regaip akşamı olunca mahallelerde yol kavşaklarında yada açık alanlarda ateşler yakılırdı. Üzerinden atlanırdı. Bu bana eski pagan inanışlardan kalan ateş ile arınma ritüellerini hatırlatıyor. Bunun benzerleri Hıdrellez şenliklerinde hatta Rodoplarda yaygın Nestinari ateş dansı olarak dünya kültürlerinde mevcuttur.
Regaip gecesi Manisa sokaklarında gece manzaralarına göz atacak olursak şehrin her tarafından gece yarısına kadar patlama sesleri gelirdi. Çıtır pıtırlar patlatılır, maytaplar yakılır, torpiller atılır, füzeler yükselirdi. Ortam o kadar tehlikeli olurdu ki herkes nereden geleceği belli olmayan bir patlayıcının tehlikesine karşı tetikte bulunurdu. Sık sık yaralanmalar ve yanıklar oluşurdu.
Şehrin cadde ve sokakları büyük kalabalıkların akınına uğrardı. Muzip delikanlılar önünü ardını hesap etmeden patlayıcıları ateşleyip kalabalıkların üzerine atarlardı. İnsanlar, özellikle kızlar çığlık çığlığa kaçışırlardı. Tabi onu atanların vahşi kahkahaları ardından yükselirdi. Zaman zaman gruplar arasında kavga çıkardı. Sözgelimi bir delikanlı grubu bir kız grubunun yanından geçerken sezdirmeden bir patlayıcıyı kızların ortasına atar ve kızların korkusundan zevkle gülüşünce bu sefer işe babalar ve ağabeyler işe karışır ve ortalık birbirine girerdi.
Durum böyle olunca bir takım polisiye tedbirler alınmaya başlandı. Bazen polis tarafından patlayıcı maddelerin satılması engellendi. Çoğu zaman da gece polis devriyeleri şehirde gezmeye başladı. Polisler yakılan ateşleri söndürdü. Patlayıcı maddelerin atılmasını engelledi.
Regaip gecesinin bu tarzda ihya edilmesi geleneği zaman zaman sönükleşse de günümüze kadar devam etti. Dün akşam ki Regaip gecesinde çocukların zaman zaman patlattıkları birkaç torpil dışında eski haşmetinden hiçbir eser kalmadı.