Sevgili dostlar… Burada ne gerekiyorsa yazarız. Bello da kendine göre bir şeyler yazmıştır. Bunu da sonra özeleştiri babında yazmış olduğunu ifade edinceye kadar bunu bir eleştiri olarak yönelttiği sanılmıştır. Olsun diyelim ki canını sıkan bazı şeyleri yazmış. Bundan doğal ne var. Üstüne Daylek’in cevaplarını ekleyin. Yine bu da bana göre gayet normal geliyor.
Nasrettin Hoca değilim, bütün taraflar haklı demekle.. Ama herkes gerçeğin bir kısmını anlatınca ucu bir yerlere dokunuyor. Dokunsun ne olur. Zira bogutevolu abiniz burada aklına gelen sibernetik bir kuralı söyleyip bütün bunları nasıl mantıklı ve makul bulduğunu anlatmaya çalışsın.
Her bir sistem kendi içinde bir otokontrol denetim düzeni kuramazsa ve bunu sağlıklı bir biçimde sürdüremezse her karar ve uygulamaya kafa sallayıcılar yüzünden tüm sistem ve düzenekler bir gün yıkılır. Bu iç ve dış denetim kanallarını sağlıklı işleten tüm kişi, kuruluş, işletme ve toplumlar hayatta kalma sürelerini uzatırlar.
Bu kuralı kendimize uygularsak ara sıra birbirimize yönelttiğimiz eleştirileri bize yönelik saldırılar olarak algılamamıza gerek yok. Yani eleştiriyi kendine bir iyilik olarak görüp yararlanmak sağlıklı bir yaklaşımdır. Çünkü bir arada bulunduğumuz bu site çatısı altında hepimizin Pomakların faydası için iyi niyetli düşündüğümüze inanıyoruz.
Bu sitede eksik ve hatalı olan bir sürü konu var olabilir. Bunun için hepimiz bu işin bir ucundan tutmuş durumdayız. Şimdi kendimden örnek verecek olursam ben sitemizin mümkün olduğunca ciddi, akademik, kültürel ve folklorik olmasını kendimce iyi sanıyordum. Ama bunun sonucunda görüyoruz ki bu format ancak benim gibi ihtiyarlara uygundur. Gençlere, çocuklara, kızlara, kadınlara nasıl hitap edeceğiz. Demek çok yönlü olmak için bu siteyi Pomak toplumunun bütün kesimlerine hitap eder hale getirebilmek için benim görüşlerim ancak genel gerçeğin bir kısmını aydınlatabilir. Bu sitenin bekası için hepinize ihtiyacımız var.
Bu sitede Pomakları her yönüyle tanıtabilmek için sadece tek yanlı olarak Pomaklar bile yeterli değildir. Onun için mümkünse dost olsun, düşman olsun herkesin bu sitede insancasına sürdürülen diyaloglarına ihtiyaç vardır. Bunun için bize dışarıdan bakışı ortaya koyacak Bulgar üyeler kendi konu ve davalarını çatır çatır savunurlarken bunlara cevap vermekten aciz kimi dostlarımız cevap yerine sadece hakaret ve küfürle karşılık verince kurallar gereği mesajları silindiği vakit bu durumu yanlış algılıyorlar. “Siz Pomakları susturup Bulgarları konuşturuyorsunuz”dan başlayıp siz ikinci vazroditelen proses yürüten hainlersiniz demeye kadar akıl almaz insafsızlıklar sergiliyorlar.
Malum sitemiz çoklu dil desteği ile kurulmuş imkanlarımızın el verdiği en ileri düzeyde bir sitedir. Başlarda Türkçe yoğunluklu bir site iken sitemiz giderek dünya ölçeğinde bir site olmaya başladıkça üyelerimiz arasındaki Bulgaristan uyruklu Pomaklar daha aktif bir hale geldiler. Bizler Türkiyede yaşayan birer Pomak olarak kendi kimlik ve kültürümüzün erozyona uğraması karşısında şiddetli bir ihtiyaç duyarak bu siteyi kurduk. Bizim gibi kaybedilen kültürününü geriye kazanmak isteyen bir çok arkadaşımız bize destek verdi. Bunun ardından başta Bulgaristan olmak üzere bir çok ülkeden Pomak arkadaşlar bu sitenin giderek uluslar arası boyutta saygınlık kazanmasına paralel olarak bu siteye üye oldular.
Doğal olarak kabul etmek zorunda olduğumuz acı gerçek şudur: Türkiyedeki Pomaklar arasında Pomak dili, gelenek ve kültürü maalesef yok olma sınırına gelmiştir. Buna sebep ararken biz hatayı önce kendimizde aramışız. Kültürünü kaybeden biziz. Dilini unutan bizi. Geleneklerini yaşatmayan biziz. Bizlerde çareyi –bunu Türkiye Pomakları için belirteyim- Biz geriye dönmeyi teşvik etmediğimize ve Türkiyeyi kendimize vatan yaptığımıza göre önümüze iki yol çıkıyor. Ya şimdi sürecin hızla biz yok etmesi karşısında seyirci kalacağız. Yada Dil ve kültürümüzü hızla derleyerek onu yazılı bir kültür dili haline getireceğiz. Yani Türkiyedeki Pomakların kendi dil ve kültürüne sahip çıkarak Pomak kimliği ile Türk Milleti içinde saygın ve kişilikli bir yer edinmesine çalışacağız. Buna saygı göstermeyen ve bizi ayrılıkçı saymaya çalışacak olanlar en azından insafsızdır. Bizim gerek Osmanlı ve gerekse Türkiye Cumhuriyeti çatısı altındaki hizmetlerimizi yok sayan ve bizi yok sayan bir zihniyet olabilir.
Dikkat ediniz Bulgaristanın resmi eğitim politikaları altında bir kısım Pomak kökenli insanlarımız arasında da buna benzer bir kafa karışıklığı vardır. Onlarda kendilerine dayatılan politikalar gereği kendi selametleri açısından kendilerini Bulgar Müslüman yada Bulgar Muhammedan demek zorunda kalıyorlar. Halbuki gerek Türkiyede bize atfedilen Kuman asıllı Pomak Türkü kavramı ve gerekse Bulgaristanda dayatılan Bulgar Muhammedan tabiri bizi yeniden tanımlayıp bizi tarih sahnesinden silmeyi hedefleyen tuzaklardır. Bizi tanımlayan terim sadece Pomak’tır. Bu tanım altında var olabiliriz. Aksi takdirde hızla Türkiyedekiler Türkleşerek, Bulgaristandakiler Bulgarlaşarak yok olacaktır.
Tuhaf olan şey de biz bu sitede her görüşe yer verip tartışılmasını sağlamaya çalışıyoruz. Acıtan gerçekleri birisi bizim yüzümüze söylemek zorundadır. Bazen Alperenkırım’ın iğneleri bize dokunuyor. Ama dost acı söyler. Biz bazen bizim görmek istemediğimiz ve bize ters gelen görüşleri de dinleyelim. Ondan sonra her bir Pomak bunları alır, düşünür, değerlendirir ve kendi yolunu çizer. Biz Pomakların demokrat ve özgür ruhuna güveniyoruz. Halkımız kendisi için iyi olanı bilir ve yapar.