Author Topic: Böyle düğün görmediniz  (Read 11499 times)

0 Members and 1 Guest are viewing this topic.

Offline Rahmie

  • Charter member
  • *****
  • Posts: 1981
  • Gender: Female
Böyle düğün görmediniz
« on: April 14, 2008, 15:11 »
Ribnovo Bulgaristan
Böyle düğün görmediniz




Kış aylarında dünya medyasının görmek için akın ettiği düğünden çok ilginç görüntüler...

Bulgaristan'ın Rodop dağlarının tepesinde bulunan Ribnovo köyünde hepsi Pomak olmak üzere 3 bin 500 kişi yaşıyor. Kış aylarında dünya medyası buraya akın ediyor; zira burada haftasonlarında Bulgaristan'ın hiçbir yerinde görülmeyen düğün törenleri düzenleniyor. Adetlerin kaynağını kimse bilmiyor; fakat bazı etnologlara göre geleneklerin bugüne kadar gelmesi, muhafazakar yerli halkın binlerce yıllık alışkanlıklarını sürdürmesinden kaynaklanıyor





Ribnovolular, yaz aylarında başka şehirlerde çalıştıkları için düğünler kış aylarında yapılıyor ve iki gün sürüyor. Birinci günü erkek tarafı kendi akrabalarını karşılayarak doyuruyor. Daha sonra köy meydanında davul zurna eşliğinde genellikle genç bayanlar el ele tutuştuğu horo denilen oyunu oynuyor. Bütün gün boyunca kızın çeyizinin 50 metre uzunluğunda ve 4 metre yüksekliğindeki avlu üzerine asılarak isteyenler buraya gelip çeyize bakıyor. Renkli renkli elbiseler, ev eşyaları, televizyon, çamaşır makinesi, yatak ve kısacası yeni evli çifte lazım olan her şey çeyizin içinde yer alıyor. Bizim kendi aramızda gizlimiz yok, ne varsa herkes biliyor, diyen yerliler, yabancıların akınından çekinmiyor.

İspanya, Almanya veya başka yerlerde çalışsalar da yerli halkın en büyük prensipleri tekrar Ribnovo'ya dönmek. Bu yüzden köy, Bulgaristan'da hızla genişleyen ve nüfusu artan parmakla sayılan yerleşim yerlerinden biri.

"GELİN" OLMA MERASİMİ

İkinci gün ise kız tarafı kendi akrabalarını misafir ediyor ve önceki günkü şeyler tekrar ediliyor. Düğünün en ilginç kısmı ise ikindiden sonra yapılıyor. Evlenen bayan bir odada boyanıp giydirilerek "gelin" oluyor. Yatağa uzanan gelin adayın elleri kınalandıktan sonra yüzü kozmetik kremle beyazlatılıyor. Daha sonra teker teker pul ile süsleniyor. Bu esnada kızın gözlerini hiç açmaması gerekiyor. Bir buçuk iki saat kadar devam eden bu süreç sadece kendi çok yakın akrabaları izleyebiliyor. Başka yerlere nazaran burada gelin hiçbir zaman beyaz gelinlik giymiyor. Sade fakat özel bir elbise ile boyandıktan sonra dışarıya çıkan gelin elinde bir ayna, gözleri kapalı olarak kalabalık halkın önüne çıkıyor.





KÖY DIŞINDAN GELİN ALINMIYOR




Burada evlilikler sadece kendi köyünden biri ile oluyor. Bu yüzden 18-19 yaşına gelenler artık evlenme planı yapıyor. 22-23 yaşlarındaki evlilikler geç kalınmış gibi algılanıyor. Fehim İsa adlı köylü, dışarıdan alınan bir gelinin köy adetlerine uyum sağlayamayacağı ve adetleri bozacağı endişesinden dolayı sadece köy içinden evlilik gerçekleştiğini aktarıyor. Yaşlı bir kadın da "Bizim eskiden bir sandık çeyizimiz vardı ve bir atla taşınırdı. Şimdi eski Rus kamyonu GAZ ile taşınıyor." diye bahsediyor.

Buradaki halk sadece düğünde değil, normal günlerde de yerel kıyafetle geziniyor. Kadınların büyük kısmı örtünüyor. Biraz yaşlılar çomra denen ve başörtüye benzeyen örtüyle örtünüyor. Yaşlı erkeler ise çalma ile dolaşıyor. Köylüler erken evlendikleri için aile modeli genellikle kalabalık oluyor.

Bu haftasonu evlenen Fevzi Arnaudski (22) ve Fatme Lümankova (23) düğünden sonra da köyde yaşamaya devam edecek. Fevzi bu geleneklere hiç bir zaman karşı olmadıklarını ve onların yaşaması için elinden gelen her şeyi yapacaklarını söylüyor. Tanıştıktan bir ay sonra evlenen yeni çiftin tebrikleri yapıldıktan sonra gelin yeni bir hayatı gözlerini açıyor ve aynada kendini görüyor.

ADETE GÖRE YENİ ÇİFT 3 GÜN EVDEN DIŞARI ÇIKMIYOR

Erkek kısmı kayınpeder ve kayınvalideye hazırladığı hediyelikleri bayrak denen sopalara asarak kızın evine doğru davul ve zurna eşliğinde taşıyor. Kızın ana ve babası bu hediyeleri bayrakları taşıyanlardan parayla satın alıyor. Kimi pazarlık yapmaktan çekinmiyor ve yapılan iş için daha fazla para talep ediyor.

CİHAN



Alinti
Samanyoluhaber


http://www.samanyoluhaber.com/yazar-95693.html

Offline ertanipek

  • ertanipek
  • Member
  • **
  • Posts: 8
  • Gender: Male
  • pomaklara selam olsun.
Ynt: Böyle düğün görmediniz
« Reply #1 on: April 16, 2008, 17:09 »
Çok ilginç. Bildiklerime yenilerini katmış oldum sayenizde teşekkür ederim.

Offline bello

  • Adviser
  • ****
  • Posts: 588
  • Gender: Male
  • Göçler, göçler, göçler...
Ynt: Böyle düğün görmediniz
« Reply #2 on: August 21, 2008, 20:49 »
Yunanistan pomak düğün adetleride böylemi acaba? bilenlerin açıklamalarını rica ederim  :)

Offline merkur

  • Senior member
  • ****
  • Posts: 126
  • Gender: Male
Ynt: Böyle düğün görmediniz
« Reply #3 on: August 21, 2008, 23:24 »
benim köyüm prafcada ( çınaraltıköyü) düğünler 1980/1980 yıllarına kadar aynen yapılırdı
gelinler aynı sekilde süslenirdi bana hiç yabancı gelmedi cok alısık oldugum görüntüler ama
bilmeyenlerin görmesini sagladınız ellerinize saglık ..

Offline daylek

  • Adviser
  • ****
  • Posts: 551
  • Gender: Female
  • pomakinka gorda sam jena... SorguluYorum
Ynt: Böyle düğün görmediniz
« Reply #4 on: September 10, 2008, 22:44 »
pekçok toplumda yer alan buna benzer ritüeller mistik anlamlar taşır ve renklerde yaşam içinde bulabileceğiniz en mistik kavramlardır. pomaklarda var olan gelinlerin yüzlerini süsleme geleneğininde böyle bir anlam arz ettiğini düşünüyorum. gelinlerin yüzlerinde kullanılan renkler genelde sabit ve işlemeler ise sabit kalıpların farklı varyasyonları şeklinde...
ben renkler üzerinden yola çıkarak birkaç bilimsel (psikoloji bilimi) veriden bahsetmek istiyorum. belki gelinlerin yüzlerinde kullanılan sabit renkler konusunda birkaç fikir yakalarız...
renkelerin insan davranışını ve psikolojisini önemli ölçüde etkilediği bugün kesinleşmiştir. uzmanlar, her rengin, yaşamda karşılık bulduğu bir iletisi olduğunu söylüyorlar. renk bilimini, bilim olarak kabul etmeyen bazı kişiler buna basit bir mantıkla bakarlar. aslına bakılırsa renkler, kutsal ve ulvi zekanın, hayatın, yaşamın, geleceğin bir ifade ediliş durumudur. çin ve mısırda renk kaimcilerinin, insanın yedi katlı doğası ile bir bütün olduğu, güneş ışığı tayflandığında, yedi ayrı rengin doğuşu arasındaki bağlantıyı, renlerin önce, insanlar için var olduklarını doğrulamaktır. kendi özünde bir biçim olan, renk bilim sisteminin, meydana geliş sebebi budur. renk bilimi üç sistemden oluşur.
1- psikolojik sistemde; beynimizde uyanan bir duyumdur.
2- fizyolojik sistemde; birçok ışık çeşitlerinin, göz retinası üzerinde, sinirler vasıtası ile oluşabilen fizyolojik hareketlerdir.
3- fiziksel sistemde; ışıkla, spektrimla, ölçülerle ve rakamlarla belirtilen bir oluşumdur.

buraya kadar renklerle ilgili yapmak istediğim açıklamaydı şimdi bu temellere dayanarak pomak düğünlerinde ki gelinlerin yüzlerinde kullanılan sabit renklerin insan üzerinde ki etkisi ve çok uzun tarihler boyunca yaşamda temsil ettikleri simgeleri sıralamak istiyorum.

kırmızı genel analamda; ateş elemetinin rengidir. kanla, dolayısıyla hayat ve ölümle, doğumla bağlantılıdır. ilkel kabilelerde kırmızı kutsal varlıklarla ve en üst sosyal sınıflarla bağlantılı kutsal renkti. kırmızı içinde sağlığı muhafaza eder. güç, fiziksel enerji dinçlik ve tutkuyu barındırır.

turuncu genel anlamda; cesaret, konsantre olma kabiliyetini güçlendirme dikkat çekme, uyum yeteneği, stimülasyon ve teşvik etme yeteniğini temsil eder.

pembe genel anlamda; kırmızının yoğunluğunun hafifletilmiş halidir. hassas duyguları ve duygu karışımlarını, rahatlama ve gevşemeyi, ahlak ve şeref duygularını temsil eder.

sarı genel anlamda; sarı hava elementini rengidir. güneşi, hububatı ve dünüce gücünü temsil eder. akıl, hareket, iletişim, kehanette bulunma ve güveni temsil eder. kişiliğinde sarı barındıran insanlar mükemmel bir analitik zihne sahiptirler.

yeşil genel anlamda; şansı, bereketliliği, hasadı ve iş birliğini, tabiatla bağlantı ve barışıklığı, iyileştirme gücünü temsil eder. yeşil toprak elementinin rengidir ve gezegenimizin berekez ve verimliliğinin yanısıra hayatın kendisini temsil eder.

mavi genel anlamda; kozmik bir renktir sınırsızlık ve uzaklığı barındırır. su elementinin rengidir. okyanu, uyku, alacakaranlık ve gökyüzünü sembolize eder. anlayış, sağlık, barış, mutluluk, ruhani uyanıklılık ve sabrı temsil eder.

ve en son renk gelinlerin yüzlerinde kullanılan zemin rengi beyaz ise; masumiyeti, temizliği ve asaleti temsil eder. beyaz renk BİRLEŞTİRİCİDİR. 

umarım bunlar üzerine daha mantıklı çıkarımlarda bulunan olabilir ben en azından şansımı denedim arkadaşlar,  :)  ;)

Offline karşılama

  • Candidate member
  • *
  • Posts: 2
Ynt: Böyle düğün görmediniz
« Reply #5 on: March 19, 2009, 15:58 »
keşan pırnarköyde 20 yıl öncesine kadar yaşatılan bir gelenekti gelinlerin yüzü bu şekilde pullanır tel peçe yapılır mum çiçekleri sarkıtılırdı hala yaşatılması güzel.