bu soruya anayasa desteklı cevap
http://www.anayasa.gen.tr/yc-birincikisim.htm
not: belki daha once paylasilmistir?!
Pomak Kültürü.- Belaslatina’dan gelen Pomaklar, Türkçe’den farklı “Pomakça” diye bir dil konuşuyorlardı. Şüphesiz Pomakların erkekleri Türkçe bilirlerdi. Ancak küçüklüğünde, buraya gelmiş ilk Pomakları görmüş olan 1913 doğumlu rahmetli Zekeriya Akan, 1993’te bana Pomakların erkeklerinin tam Türkçe bilmediklerini “Türkçeyi şöyle böyle paraladıklarını” söylemişti. Pomak kadınları ilk geldikleri zaman Türkçeyi hiç bilmezlerdi. Yıllar geçtikten sonra bile Pomak kadınlarının Türkçeyi biraz öğrendiklerini, belki biraz anladıklarını ama konuşamadıkları söylenmektedir. Anıl soyadlı Arabacıaliler lakaplı aileden, Belaslatina 1302 (1886) doğumlu olan ve 1977’de ölen Emine ninenin ölünceye kadar Türkçeyi doğru dürüst konuşamadığı söylenir. Muhtemelen 1960’lı yıllarda geçen bir olay şöyle hikaye edilmektedir: Birisi kapıya gelip bu Emine nineye oğlu Ferhat’ın nereye gittiğini sormuş. Ferhat çaya kum almaya gitmiş. Kum kelimesini bilmeyen Emine ninenin soran kişiye “Ferhat da gitti na pesak” dediği rivayet edilir (“Pesak” Pomakça kum demekmiş). Ancak köyümüzde Pomakça daha baştan itibaren adım adım terk edildi. Bunun nedeni muhtemelen Pomak-Muhacir evlilikleridir. Muhacirlerin aldığı Pomak gelinler haliyle Türkçe konuşur hâle geldi ve çocukları da Pomakça öğrenemedi. Buna karşılık, Pomakların aldığı muhacir gelinler, Pomakça öğrenmedi, tersine gittikleri evdeki Pomakça konuşan insanlar onunla Türkçe konuşmak zorunda kaldılar ve netice de yeni doğan çocuklar Pomakçayı değil, Türkçeyi ana dil olarak öğrendiler. 1960-70’li yıllarda yaşlı Pomak dedelerinin ve ninelerinin kendi aralarında hâlâ Pomakça konuştukları, iki Pomak ninesinin çeşmeye su almaya geldiğinde oturup yarım saat Pomakça muhabbet ettikleri rivayet edilir.
Bu insanların Pomakça şarkı-türkü söylediklerini yaşlılar hatırlar. Eskilerin eski harflerle Pomakça yazdıkları da bilinmektedir. Örneğin Ninem, Dedemin (Adem Gözler) askerden eve yazdığı mektuplarda kendisinin (Ninem Pomakça bilmez) duymamasını istediği şeyleri Pomakça yazdığını söylemektedir. Bu insanlar, kendi konuştukları dile Bulgarca değil, Pomakça derlerdi. Ancak bu dilin Bulgarca ile aynı dil veya bu dile çok benzeyen bir dil olduğunu sanıyorum bilirlerdi. Nitekim ben Dedemin, 1970’li yıllarda evde radyonun düğmeleriyle oynayıp Bulgarca yayın yapan bir radyo istasyonu bulmaya çalıştığını, cazırtılı bir istasyondan benim anlamadığım bir dilden bir şeyler dinlediğini, bunları anladığını veya anlamaya çalıştığını, benim “ne diyorlar” diye sorularıma “şöyle şöyle diyorlar” diye cevap verdiğini hatırlarım.
Bugün köyümüzde Pomakçayı anadil olarak kullanan yaşlılar dahil kimse kalmamıştır. Bazı tektük yaşlılar, az çok Pomakçadan anladıklarını söylerler; ama konuşmazlar. Böylece Yeniçiftlikte bir zamanlar konuşulan Belaslatina Pomakçası bugün yok olmuştur. Yeniçiftliklilerin konuştukları Pomakçanın Biga’nın diğer Pomak köylerinin şivesinden farklı olduğu söylenir. Yeniçiftlik Pomaklarının Biga’nın Çeşmealtı köyü, Gönen’in Hasanbey köyü Pomaklarıyla aynı şivede Pomakça konuştukları söylenmektedir. Keza Eskişehir’in Beylikova (Beylikahır) kasabasında bulunan Pomaklarında köyümüzdeki Pomaklarla aynı cinsten olduğu ve aynı şivede Pomakça konuştukları söylenir.
Pomakça yok olurken Yeniçiftlikte konuşulan Türkçenin içine birkaç kelime bırakabilmiştir. Bu kelimeler şunlardır: Patrişka, kokal, draskil, çuşka, maşınga, yarka, kotrak, vs. Kukuruz’un “mısır” demek olduğunu; kopirva’nın “ısırgan otu” demek olduğunu da çok kişi bilir. Taliga, patika, kosa kelimeleri de aslen Bulgarca/Pomakça’dır. Ama bu kelimeleri Türkçe konuşan muhacirler de kullanmaktadır. Köyümüzde çocukların oynadığı “endentire birkiüç” oyununda geçen “endentire” kelimesi, kanımca, aslen Pomakça “bir-iki-üç” demek olan “edin-dve-tri” kelimelerin hızlı söylenmiş halidir. Yani bu oyunda önce Pomakça “bir iki üç (edin dve tri)” sonra da Türkçe “bir iki üç” denmektedir ki, bu sanıyorum bu, Türk-Pomak kültür sentezinin en güzel sembolüdür.
Köyümüzdeki Pomakların erkek isimlerinin sonuna “-ço” ekledikleri bilinmektedir; Sülmanço, Hüseyinço gibi. Kadın isimlerinin sonuna da “-ka” eklemektedirler: Hatiçka, Şerifka, Fatika gibi. Keza Pomaklarda isimleri kısaltma, hatta isimleri başka isme dönüştürme adeti vardır. Örneğin Mustafa’ya “Mıti”, Hasan’a “Asko”, Mehmete “Metko” derler. Pomaklar tarafından kullanılmış olan isim ve lakaplara bir kaç örnek verelim: Ema, Ankonine, Atehala, Asu, Abusalişe, Atikoroz, Barbunun Agusi, İsmo, Manyo, Aliyka, Muni, Gacalka, Alloz, Matriş, Zako, İngavi, Kako, Metak, Kotrak, Cakof, vs.
-----------
ayni linkten.