İnternetin yaygınlaşmasından önce 1970'li yılların sonuna doğru, ulus devletlerin kendi iç politik dengelerini koruyabilmesi için üretilmiş resmi tarih anlayışları bağlamında Pomaklar hakkında benim ilk bilgilerimi oluşturan eser Ahmet EREN isimli bir yazarın "Balkanlarda Akan Kan" isimli kitabı idi.
Bu kitaba göre Pomaklar Kuman Türklerinden gelmekte idi. Yüzde yüz safkan Türk unsuruna aitti. Pomakça denilen dil de yazarının tanımlamasıyla Pomak Türkçesi; yukarda belirtilen ve aynı kaynaktan yayıldığı belli olan oranları içeriyordu.
Bu oranlar benim bildiğim pomakça ile hiç bir alakası olmadığından, bundan hareketle kurgulanan Kuman-pomak bağlantılı tezini de sağlam bulmamıştım. Yine de pomaklar hakkında başka kaynaklara erişmemiz o zaman için mümkün olmadığından bu tez doğru imiş gibi algılanmıştı.
Ancak daha sonra dünya ölçeğinde, gerek bulgar olsun gerekse Bulgaristan dışı diğer kaynakları kıyaslamalı olarak öğrendikçe;Pomakların yaşadığı her bir ulus devletin, kendi nüfusunun bir kısmını oluşturan pomak toplumu hakkında bir takım kurgulamalara yöneldiğini anladım.
Anladım ki maksatları Pomaklar hakkındaki gerçeği ortaya çıkarmak değil, kendi amaçları doğrultusunda gerçekleri ve belgeleri yorumlayıp kendi amaçlarına hizmet ettirmektir.
Bu tutum açıkçası Pomaklara haksızlıktır. Pomaklar hakkındaki tezlerin hepsi gerçeğin tümünü gözden saklayıp, oradan kendi amaçlarına hizmet eder çıkarsamalar yoluyla, Pomakların yüzde yüz türk, bulgar, helen-makedon hatta arap kökenli olarak ilan etmektedirler.
Bizim amacımız ise; öncelikle objektif olarak Pomak toplumuna ait tüm gerçekleri belge ve kanıtlarıyla toplamak, arşivlemek ve sonra mümkün olduğunca doğruya yakın bir tanım geliştirmektir.
Hepsi öncelikle Pomak toplumunun adını, kimliğini, dilini ve kültürünü reddederek işe başlamaktadırlar. Pomaklar ve Pomakça yoktur. Pomaklar türktür ve dili de Pomak türkçesidir. Pomaklar Bulgardır ve dilleri en temiz Bulgarcadır. Pomaklar Helen-makedon kökenlidir. Dilleri de önce Helen iken sonra değiştirilmiştir. Ve en nihayet Pomaklar Araplardan gelmektedir gibi.. Bir de Traklardan gelme tezini de unutayalım.
Ben kendi açımdan bilimsel yöntemi benimseyen bir araştırmacı gibi davranmak istiyorum. Önyargılarla hedefi daha baştan belirlenmiş argümanlar kullanmak istemiyorum. Düşünce sürecim içinde Pomaklar konusunda zaman zaman kanaatlerim değişmiş olsa da ben halen son noktayı koyarak Pomaklar şudur demeyeceğim. Çünkü kapsamlı bilgi eksikliğimiz nedeniyle Pomak gerçeğinin tümü halen tam olarak saptanabilmiş değildir. O nedenle ortada Pomakların kökenini Traklardan başlayarak bir çok faklı etnik toplumlara bağlamak hatası işlenmektedir. Çünkü amaç ve hedef siyasi olduğundan; o amaca hizmet eden bir at gözlüğü ile belgeler yorumlanmakta ve istenilen amaca uygun yorumlar yapılmaktadır.
Pomak etnik yapısını oluşturan gerçek: dünyanın hemen her yanında olduğu gibi, tarihsel süreçte hemen her ülke sürekli göç hareketlerine sahne olması nedeniyle, dünyanın her yerindeki toplumlar genellikle genetik açıdan birer karışımdan ibarettir. Ortada ne safkan türk, ne safkan bulgar, ne safkan yunan ne de başka bir safkan ulus yoktur ve olmasına imkan yoktur. Bu nedenle toplumların kaynağı olarak en başta safkan bir genetik miras aramak gerçek dışıdır.
Toplumları bir araya getiren, onları başkalarından ayıran temel özellikler vardır. Başta kan bağı olmak üzere, tarihsel süreç içinde bir araya gelmiş ve kaynaşmış bir toplum olmalı.. Ortak bir tarihsel süreci birlikte yaşamış olmalıdırlar. Ortak bir dilleri olmalıdır.. Birleştirici bir inanç yapıları olmalıdır. Ortak bir kültür geliştirmiş olmalıdırlar. Ve en önemlisi kendilerini bir bütün olarak tanımladıkları ve bu birlikteliği sürdürme yönünde ortaya konmuş bir toplumsal iradeleri olmalıdır.
Bu unsurların tümünün her toplumda mutlak anlamda kesinkes bulunması gerekli değildir. Bu nedenle bunlar arasındaki ilişki ve bağıntıları etnoloji bilimine bırakıyorum.
Bu esaslar açısından ortada Pomak toplumu var mı ? Biz pomaklara göre: "Biz bir toplum olarak varız". Ama bizim bir arada yaşadığımız kimi toplumlara göre -pomak toplumu ve onun dili yoktur- deme yönündeki propagandalar tüm hızıyla sürmektedir.
Pomak toplumu içinde yaşadığı toplumları yada millet yapılarını; çatışma ve gerginlik istemediğinden kendini tanımlarken özenli bir dil kullanmaktadır. Türkiyede biz Pomak toplumu olarak Türk Milletinin bir parçası olduğumuzu deklare ediyoruz. Türk Toplumunun tüm duyarlıklarını paylaşmaktayız. Kimse bize hem pomak hem türk olamazsınız. Birisini seçmek zorundasınız diyemez. Zaten bunu da çok dar kapsamlı bir türkçü eğilim dışında kimse bizi dışlamamaktadır. Söz konusu türkçü eğilim sadece bizi değil, bu milletin içinde et ve tırnak gibi kaynaşmış birçok unsurları yabancı saymakta ve onları kendi hayali "Türk milletinin düşmanları" listelerinde ilan etmektedirler.
Diğer yandan Bulgaristandaki Pomaklar açısından bakacak olursak: Osmanlı döneminin toplumsal tanımlama biçimi olan "Millet" kavramına müslüman olan herkesi dahil ettiğinden, bu anlayış Balkanlar gibi karmakarışık bir toplumsal yapıyı yüzyıllarca barış içinde bir arada tutmayı başarabilmiştir. O nedenle Pomakların da Osmanlı Millet sistemi içinde Balkanlarda diğer müslüman unsurlarla birlikte ayrıma tabi tutulmadan 19. yüzyıldaki Balkan kalkışmaları ortamına kadar neredeyse ayrı bir unsur olarak kitaplara dahi geçmeden gelmiştir. Başta Rodoplar bölgesinde Pomakların ortaya çıktığı bölgelerde bölgenin otokton-yerli halkları zaman içinde yöreye başka yerlerden iskan ettirilen halkla kaynaşmıştır.
Bu kaynaşmış toplumun etnik kökenlerini değerlendirecek olursakkısa tarihsel süreç şöyledir: Eski Trak kırallığı MS 46 yıllarına kadar yaşadıktan sonra Roma egemenlerğine girmiş ve daha MS. 6 yüzyıla kadar Trak toplumu olarak varlığını sürdürmüştür. Traklar MS 6. yüzyıldan sonra bahsedilmemesi bu halkın artık Roma tarafından asimile edildiği anlamına geliyor.
MS. 6. yüzyıldan itibaren Tuna ve Balkan sıradağları arasında Bulgar devletinin oluştuğunu görüyoruz. Bu devletin halkı eski yerli halkın üzerine gelen devlet kurucu Proto-bulgarlar ile onlarla birlikte gelen slavlardır. İşte bu halklar zaman içinde kaynaşmış, eski inançları olan pagan inanış ve kültürünü bırakarak Bizans etkisiyle hristiyanlaşmıştır. Öyle ki Tangra inancını bırakmak istemeyen üst yönetici boyar sınıfından 55 kadar boyar, Çar Boris zamanında idam edilmek suretiyle hristiyanlaşma süreci tamamlanmıştır.
Rodoplar ve civarında ise yine şimdilik yaptığımız incelemelere göre 7. yüzyılda Rusyanın Smolensk ve civarındaki slavlar önce batıya doğru göç etmiş ve şimdiki Doğu Almanya bölgesine yerleşmiştir. Oradan bir kısım slavlar Balkanlara inmiştir. Bu slav boylarından Draguvitiler Vardar bölgesine, Mirvatsiler Batı Trakyaya ve Smolenoi-Smolyaniler ise Rodop dağlarına yerleşmiştir. Bu sırada bölge Bizans egemenliği altında idi. Buraya yerleşen slavlar elbette burayı boş bulmadılar. Yörede eski Traklardan kalan Roma kültürü altında bir yerli halk bulunuyordu. Smolyaniler geldiklerinde nüfus yoğunluğu, kültürel dominant etkisi ile yörenin dil kültürünü değiştirdiler.
MS. 750 tarihinde Arapların İstanbulun fethi için buralara geldikleri ve bir kısmının burada kaldığı belirtilmektedir. Yine MS 850 tarihi civarında Bizanslıların Suriye bölgesinden bir kısım arapları da bu bölgeye yerleştirdikleri kayıtları mevcuttur. Rodop Pomaklarının bir kısmının Aren- Agaryan tanımlamasından hareketle; Pomakları Araplara dayandırma çabaları vardır. Bize kalırsa bu arap kütlesi yörede dil ve kültür değiştirecek kadar dominant bir etki oluşturamamış ve yerli halk içinde kaynaşmıştır.
Bölgenin dil ve kültür açısından slav karakteri; daha sonra 11. yüzyıldan itibaren bölgeye yerleşen, ancak nüfus açısından fazla olmadıklarından baskın rol oynamayan Kuman ve Peçenek türkleri de bu bölgede yerli halk içinde kaynaşıp asimile oldu. Vardar Makedonyasındaki Kumanova şehri bu toplumların buradaki varlığının bir belgesidir.
Bu kısa tarihsel açıklama bizi pomak toplumun etnik yapısının yöreye yerleşmiş olan bu sayılan toplumların kaynaşmasından oluştuğunu göstermektedir.
Ancak en önemli nokta şudur: Pomaklık tek bir etnik kökene indirgenerek açıklanamaz. Pomaklık belirtilen etnik yapıların genetik mirasını şu yada bu oranlarda içerse de, Pomakları; Trak, Helen, Bulgar, Arap veya türk olarak açıklamaya kalkışmak, ancak genetik mirasın oranları kadar bir değer ifade edebilir. Yani Pomak eşittir şu yada bu yanlıştır. Pomak; bunların tek tek herbirinden farklıdır. Pomak kimliği kültür olarak; trak, rum, bulgar, arap ve türk değildir. Pomaklık kendine mahsus özgün bir kültürel kimlik bilincini ifade eder.
Pomakların Smolyanilere dayanan slav karakteri dahi; her ne kadar Bulgar etkileri altında önemli olarak değişmiş olsa da Bulgardan ayrı ve kendine özgün bir niteliğe sahiptir. Bu nedenle tek kalemde Pomak eşittir Bulgar tanımını bana göre siyasi amaçlıdır. Aynı biçimde Pomak eşittir Türk demek de o ölçüde gerçeklerle uyumlu değildir.
16 yüzyılda Rodopları gezen bir seyyahın "Bu bölgede dili Bulgarcadan çok Rusçaya benzeyen bir halk yaşıyor. " demektedir. Evet Pomakçanın dil mirası slav unsur olarak dahi zaman içinde Bulgarlaşmış olmasına rağmen yine de kendine özgün orijnal niteliklerini korumaktadır.