Bir ilk bahar günü Filibe de sıcak havalardan yandığımız günlerde Pazarcık Fotinovo'sundan bir arkadaşım beni köylerine davet etti. Üzerime mont almamı söylediğinde şaşırdım
Pazarcık , Peştera üzerinden Rodop dağlarına tırmanmaya başladık , yollar rampa halında kıvraz ve ormanlık , bir noktadan sonra kendimizi karlı yollarda bulduk , serin harika bir hava artı güneş
Fotinovo köyü benim gibi bozkır step adamına oldukça garip geldi , nerdeyse 45 derece rampa da kurulmuş köy , evin kapısını açıyosun aşağı yuvarlanıyosun gibi
ortasından dere geçen bir vadinin bir yakasında kurulmuştu köy , diğer yakasında ise ürkütücü bir orman vardı
Yanlış hatırlamıyorsam aşağı yukarı 3 bin nufuslu çoğunluğu Türklerden oluşan az sayıda Bulgar ve Pomak olan bir yerdi. Halk geçimini ormancılık ve avcılıktan sağlıyordu. Arkadaşım bana babasının mesleğini avcı diye söylerdi de bana garip gelirdi , oysa o bölgede avcılık bizim taraflarda ki gibi amatörce değil oldukça profesyonel ve kendi çapında da uluslararası olmuştu. Evler genelde iki-üç katlı bol ahşap malzemeli şirin evlerdi.
Avcılık muhabbetleri bol bir köydü evlerin içinde dondurulmuş türlü hayvanlar vardı , ayı, kurt , geyik v.s. bazı avcılar avladıkları kurt sayısı ile nam yapmışlardı nedeni ise kurdun en zor avlanan hayvan olmasıymış.
Köyde Pomaklar ile evlilikler var, genelde kız alınmak sureti ile , bundan başka 1989 göçünde köyden hiç göç olmamış Bulgaristan izin vermemiş buna rağmen Türkçeleri oldukça güzeldi , eski bir camileri ve cami avlusunda eski arapça yazılar olan mezar taşları vardı ve derenin üzerinde Osmanlı zamanından kalma köprüler. Köyde kahveye gittiğimde tesadüfen elime bir defter geçti , defterde ormancılık yapan kişilerin isimleri ve bazı bilgileri vardı , baya ilginç soy isimler gördüm , Çavuş, Onbaşı, Binbaşı, Yüzbaşı gibi.
Köye yakın bir de Yeni Mahala adında bir köy varmış onun nufusu 5 binmiş , orda da Türkler yaşarmış.
Hatırladıklarım bunlar , bence köy daha tam olarak keşfedilmemiş Türk araştırmacıların ilgilenmesi gereken yerler bence.